Ülkemiz de ki avukatları mersin idare hukuku avukatları şeklinde bir ayrıma tutmak mümkün değildir. Fakat hukuk büromuz yıllardır kazandığı deneyim ve tecrübeler ile mersin idare hukuku alanında uzmanlaşmıştır. Müvekkillerine tüm idari davalarda danışmanlık ve dava avukatlığı hizmeti vermektedir. Avukatlarımız İdari Yargılama Usulü Kanunu konusunda her geçen gün çalışmalarını arttırmaktadır. Aşağıda kısaca idare hukuku konularından bahsedeceğiz.
Hukuk devleti olmanın başlıca unsuru idarenin gerçekleştirmiş olduğu tüm işlemlerinin, faaliyetlerinin hukuka uygun olma maddesidir. Hukuk devletinde istenilen gereklilik ise idarenin yaptığı tüm eylemlerinde ve yönetmenliğini yaptığı idari işlemlerde tamamen kanuna bağlı kalmaktır.
Ayrıca hukuk genel ilkelerine uygun hamlelerde bulunması da görevlerinin arasında yer almaktadır. Bu açıklamalara rağmen yapılan yaptırımlarda halkın mağdur olmasına neden olan ve bununla birlikte hukuka karşı yasaklı idari eylem ve işlemlere olabildiğinde fazla karşı karşıya gelinmektedir. İdarenin bu gücünü sonucu ağır ve sonucunun telafisi olmayacak kısacası geri dönüşü olmayacak zararlara gözler önüne konulduğunda, insanların idare karşısında hukuk maddelerince korunma hakkı bulunması fazlaca önem taşır.
Mersin İdare Hukukuna bakan avukatlar olarak verdiğimiz hizmetler:
İdare hukuku davaları ikiye ayrılmaktadır. Tam yargı davaları ile idari işlemin iptal davalarıdır.
İdari davalara bakmakla yükümlü mahkeme İdare Mahkemeleri ve Danıştay mahkemeleridir. İdari işlemin iptali davası dilekçe örneği ile dava açılmaktadır.
İdari davalarda dava açma süresi, idari işlemin tarafınıza tebliğinden itibaren 60 gündür. Bu nokta da, hukuk büromuz müvekkillerine en hızlı ve profesyonel hukuki destek sunmaktadır.
İdare mahkemesinde esas olan dosyaların evrak üzerinden görülmesidir. Fakat taraflar duruşma yapılmasını istemesi halinde hakimin takdiri ile duruşma yapılabilmektedir.
İdari dava dilekçesinde tarafların ad ve soyadları, kimlik numaraları yada vergi numaralı, adresleri, davalı idarenin KAYSİS numarası, adresi, yasal dayanaklarınız, talebiniz, dayandığınız deliller, varsa avukatınız adı soyadı adresi, idari işlemin tarafınıza bildirim tarihi, dava değeri, dava konusu belgelerin asılları yada asıl gibi örnekleri ile varsa yürütmenin durdurulması talebiniz ve duruşma talebiniz idari dava dilekçesinde belirtilmelidir. Ayrıca idari davalarda 4 adet dilekçe bulunmaktadır. Bunlar dava dilekçesi, savunma dilekçesi, savunmaya cevap dilekçesi ve ikinci savunma dilekçesidir.
İdare mahkemesi kararları özel hukuk mahkemesi kararlarından ayrılmaktadır. Özel hukuk mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi beklenirken idare mahkemesi kararları için böyle bir beklemeye gerek yoktur. İYUK uyarınca idare mahkemesi kararlarının 30 gün içinde uygulanması zorunludur.
Yürütmenin durdurulması kararı, hukuka aykırılığı henüz tespit edilmeden idari işlemin icra edilmesinin açılan dava kesinleşinceye kadar durdurulmasını sağlayan karar türüdür. Taraflar dava açarken idari işlemin durdurulması talep ediyorlarsa bunu muhakkak dilekçelerinde belirtmeleri ve yürütme durdurma harcını ödemeleri gerekmektedir. Yürütme durdurma talebi dava dilekçesinde belirtilmemesi durumunda hakim resen dikkate almayacaktır.
Yürütme durdurma kararı idari işlemin devam etmesi halinde telafisi güç kayıpların doğacak olması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması gerekmektedir. Ayrıca bu iki şartın birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Örneğin idare tarafından bir binaya yıkım kararı verilmesi durumunda bina yıkıldıktan sonra tekrar yapılması geri dönüşü olmayan hak kayıpları yaşatacağından yürütme durdurulması verilmesi uygun olacaktır.
İdare mahkemelerinde özel hukukta olduğu gibi 3 dereceli yargılama vardır. Bunlar İlk Derece İdare Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri Ve Danıştay’dır. Taraflar kararlardan memnun kalmaması durumunda bir üst mahkemeye itiraz etmektedir.
İdare mahkemesinde tanık dinletilmesi mümkün değildir. Fakat delillerin toplanmasını mahkemeden istemek mümkündür.
İdare mahkemelerinde tanık dinletilmediği için davalar özel hukuk mahkemelerine göre daha kısa sürmektedir. Fakat idare mahkemesi istinaf ve temyiz aşamaları yani üst mahkeme aşamaları özel hukukta olduğu gibi uzun sürdüğünü görmekteyiz.
İptal davası açılabilmesi için davaya konu idare kararının hukuka aykırı olması gerekmektedir. İptal davası açacak kişi kararın yetki yönünden, şekil yönünden, usul yönünden, sebep yönünden, maksat yönünden ve konu yönünden inceler ve buna göre itirazlarını yapar.
İptal davası hukuka aykırı veren idari makama karşı açılmaktadır. İdari kararı birden çok idare tarafından bazen verilebilmektedir. Bu durumda iki idarede taraf gösterilerek dava açılabilmektedir.
İptal davası açabilmek için idareye başvuru yapma zorunluluğu yoktur. Fakat başvuran taraf ihtiyari olarak idareye başvurmasında herhangi bir sakınca yoktur. İdareye başvuru zorunluluğu tam yargı davalarındadır.
Dava açma süresi hak düşürücü süredir. Bu sürenin geçmesi durumunda süre geçimi İYUK, m. 14/3-e maddesi uyarınca ilk inceleme mahkemesinde dikkate alınır. Dava İYUK madde 15/1-b uyarınca dava reddedilir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3/a bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden öncelikle inceleneceği, aynı maddenin 6.fıkrasında, ilk incelemeye ilişkin hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15.madde hükmünün uygulanacağı, 15. maddesinin 1/a bendinde, idari yargının görevli olduğu konularda görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verileceği kurala bağlanmıştır. Aynı Kanunun 32/1.maddesinde; "Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir.
İdare mahkemeleri usul yönünden çok katı kuralları olan mahkemelerdir. Özel hukuk mahkemelerinde bazı sürelerin kaçırılması telafi edilebilirken, idari hukuk mahkemelerinde sürelerin kaçması durumunda asla telafi yapılmamaktadır. Bu sebeple idare mahkemelerinde muhakkak avukat tutulması gerekmektedir.
İdare mahkemesi avukat ücreti her yıl belirlenen avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenmektedir. Fakat burada belirlenen miktar alt sınırdır. Yani asgari tutardır. Davanın zorluğu, tarafların çokluğu ve işlemin değerine göre idare mahkemesi avukat ücreti avukat tarafından tayin edilmektedir.
Mersin en iyi idare avukatı bulmak için idare hukuku konusunda uzman bir avukat bulmak gerekmektedir. İdare hukuku ve özel hukuk tamamen ayrı usul kurallarına sahiptir. Bu sebeple idare hukukuyla ilgilenen avukatlar sadece idare hukukuyla ilgilenmemektedir. Hukuk büromuzda idare hukuka ilişkin özel bir departman bulunmaktadır. Bu departmanımız idare hukukunda uzmandır ve siz müvekkillerimize en iyi, en kaliteli hizmeti vermektedir.
Av. Arb. Tunç Sudi Tol © Copyright 2023 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.