Boşanma davası boşanma sebeplerinin öne sürüldüğü davalardır. Bir kişinin boşanma davası açması neticesinde boşanma sebepleri ve bu sebeplerin ispatı davada tartışılmaktadır. Eğer eşlerden biri boşanmaya neden olan sebeplerde kendini kusurlu görmüyorsa, karşının iddialarından ziyade kendi iddialarının tartışılmasını talep ediyorsa boşanma davasına karşı, karşı dava açmalıdır. Karşı dava boşanma davasına karşı verilecek cevap dilekçesi ile birlikte açılabileceği gibi ek bir dava açıp birleştirme talep ederek de açılabilmektedir.
Sayfa İçeriği
Boşanma Cevap Dilekçesi Ve Boşanma Karşı Dava Dilekçesi
Bugün ki yazımızda boşanma davasına cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi örneğini paylaşacağız.
Boşanma Cevap Dilekçesi Ve Boşanma Karşı Dava Dilekçesi Örneği
MERSİN 7.AİLE MAHKEMESİNE
DOSYA NO :
CEVAP VEREN DAVALI:
VEKİLİ: Av. xx xx
DAVACI-KARŞI DAVALI:
VEKİLİ:
DİLEKÇE KONUSU : Tarafımıza karşı açılmış olan davaya karşı cevaplarımız ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle karşı davamız ve taleplerimizi içermektedir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil ve davacı-karşı davalı 20 Nisan 2015 yılında evlenmiştir. Bu evlilikten 2 adet müşterek çocukları bulunmaktadır. Davalı- Karşı Davacı tarafından 23.02.2022 tarihinde mahkemenizde boşanma davası açılmıştır. Davalı- karşı davacı vekilinin dilekçesinde iddia ettiği vakıalar gerçeğe aykırı beyanlardan ibarettir ve hukuki dayanaktan yoksun bulunmaktadır. Bu sebeplerle yasal süresi içerisinde tarafımıza karşı açılan davaya cevaplarımızı ve karşı dava dilekçemizi sunuyoruz. Şöyle ki;
ASIL DAVAYA KARŞI CEVAPLARIMIZ
1- Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilin evlilik birliği içerisinde sorumlulukları ve görevleri yerine gitmediğini, çocuklara karşı ilgisiz olduğunu, ekonomik olarak destek olmadığını, sağlık giderlerini karşılamadığını beyan etmiştir. Bu durum gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkil gerek evinde gerekse işinde çok başarılı bir insandır. Müvekkil müdür olarak çalışmaktadır. Bu mevki ye tırnakları ile kazıya kazıya gelmiştir.
Çalıştığım şirkette her daim terfi etmiş, orta düzey yönetici olmuş ve 50’ye yakın personel yönetmektedir. Evlendiklerinde Otomotiv Öğretmenliği mezunu iken daha sonra Makine Mühendisliği’nden mezun olmuş ve Makine Mühendisliği’nde yüksek lisansı kazanmıştır. Tezini verdikten sonra yüksek lisanstan da mezun olacaktır. Bu anlatılan tüm maddi ve manevi birikimini ailesi için yapmakta ve ailesi için bu kadar mücadele etmektedir.
Müvekkilim çocukların tüm ihtiyaçlarını her zaman eksiksiz yerine getirmiş ve getirecektir. Çocuklarını canından çok sevmektedir. Beyan edilen hususlar tamamen iftiradır. Davacı her ne kadar sağlık olarak çocuklara yardım etmediğini beyan etse de, ilgili durum hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkil sigortalı olup zaten çocukları da bu sigortadan yararlanmaktadır. Çocukların sağlık ihtiyaçlarının %90’ı (bebek bezi, rehabilitasyon, fizik tedavi vb.) sosyal sigortadan karşılanmaktadır. Sosyal sigortanın karşılamadığı kısmı da müvekkilin kendi karşılamaktadır. Davacı-karşı davalı bir çok harcaması için müvekkile ait Garanti bankası kredi kartını kullanmaktadır. İlgili kart dökümleri getirtildiğinde davacı-karşı davalının ekonomik baskıya yönelik iddialarının doğru olmadığı görülecektir.
2- Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilin aile fertleri ile görüşmek istemediğini, sadece kendi ailesiyle görüştüğünü, kardeşi ……’ya el kaldırdığını beyan etmiştir. Fakat bu beyanlarda gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilin aile bağları gerek kendi ailesi, gerekse davacının ailesi ile iyidir. Hatta kayın pederine jest olması açısından kayın pederinin ismini çocuğuna vermiştir. Fakat huzurda bulunan dava nedeniyle, davacının ailesi müvekkile cephe almıştır. İlerleyen aşamalarda tanık anlatımları ile bu durum ortaya çıkacaktır.
3- Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilin alkol bağımlısı olduğunu, her gün alkol kullandığını, alkole ödediği paralar sebebiyle evi geçindiremediğini beyan etmiştir. Fakat bu durumda gerçeği yansıtmamaktadır. İleride tanık anlatımları ile gerçek durum ortaya çıkacaktır. Fakat bu anlatımlardan ziyade, basit bir mantık önermesi ile müvekkilin her gün alkol almadığı ortaya çıkmaktadır. Müvekkil yoğun bir işte yüksek bir mevkide çalışmaktadır. Her gün alkol alması durumunda, işe zamanında gidemeyeceği, işteki sorumluluklarını yerine getiremeyeceği ve işinde bu kadar başarılı olamayacağı aşikardır.
4- Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilin haftanın bir çok günü dışarıda olduğunu, aile bireylerine ekonomik şiddet uyguladığını, basit günlük ihtiyaçlarına bile yardım etmediğini beyan etmiştir. Fakat bu durumda gerçeği yansıtmamaktadır. Tamamen iftiradır. Müvekkil ailesine her zaman ekonomik destek olmaktadır. Müvekkil kırk yılda bir davacı-karşı davalıdan zar zor izin alarak dışarı çıkabilmektedir. Beyan edilen olaylar ile gerçek olaylar arasında hiçbir benzerlik yoktur.
5- Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde; Müvekkilin ev alma sözünde bulunduğunu, fakat bu sözü yerine getirmediğini ve kusurlu olduğunu beyan etmiştir. Fakat bu durum gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkilin ev almak istemektedir. Fakat değişen ekonomik koşullar sebebiyle ev fiyatları 3 katına çıkmıştır. Müvekkilin şuan her Türk vatandaşı gibi bu enflasyonda ev alabilecek ekonomik durumu yoktur. Olağan dışı değişen ekonomik şartlardan müvekkilimin kusuru yoktur.
KARŞI DAVAYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ
1- Müvekkilim, davacı-karşı davalı ile çok büyük umutlarla evlenmiştir. Güzel bir aile kurmak isteyen müvekkilim maalesef davacı-karşı davalının aşağıda bulunan kusurlu hareketleri sebebiyle huzurda bulunan boşanma davasına karşı dava açma zarureti doğmuştur. Şöyle ki;
2- Davacı ev işlerinin tümünü ihmal etmekte ve yoğun çalışma hayatında müvekkilimin arkasında durmamaktadır. Bilindiği gibi her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Fakat huzurda bulunan dosyada davacı-karşı davalı müvekkilimin arkasında durmamış, her adımında ona engel olmuştur. Evde yaşanan mutsuzluk evlilik birliğini çekilmez bir hale sokmuştur.
3- Taraflar müşterek bir hayat tercih etmiş, para kazanma ve iş konusunu müvekkilim, ev işlerini konusunu da Davacı – karşı davalı üstlenmiştir. Müvekkilim kendisine yüklenen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmiş işinde müdür seviyesine kadar yükselmiş ve ailesini iyi şartlarda yaşatmıştır. Müvekkilim ailesini asla kimseye muhtaç etmemiş, bu zor ekonomik şartlarda ailelerden yardım almadan kendi ayakları üzerinde durabilmiş basiretli bir aile babasıdır. O kadar titiz, düzenli ve evine düşkündür ki, evlerinin bir gün olsun faturalarının ödemelerini aksatmamıştır.
Yıllardır gerek eşinin gerek çocuklarının kıyafet, barınma, yemek masraflarını eksiksiz karşılamıştır. Müvekkil evlilik birliğinde kendine düşen görevlerini yerine getirdiği gibi, eşinin görevlerine de her zaman yardımcı olmuş, yeri gelmiş evin paspasını yapmış, yemekler hazırlamıştır. Engelli çocuklarına her zaman yardımcı olmaya çalışmıştır. Çocuklarının saç yaptırmış, alt bezlerini değiştirmiş, banyolarını yaptırmış, yemeklerini yemelerinde yardımcı olmuş hatta yatarken hep onları müvekkilim uyutmaktadır.
Yıllardır çok yoğun çalışmasına rağmen tüm izin haklarını çocukları daha konforlu bir hayat yaşatabilmek hastanelere götürerek kullanmıştır. Müvekkil dini vecibelerini bile layıkıyla yerine getirmiş, her yıl kurbanını kesmiştir. Müvekkil tüm bunların yanından eşini de unutmamış, ona hediye bir araba almış, arabayı üzerine yapmış ve araba sürmeyi bile öğretmeye çalışarak onun her zaman gönlünü hoş tutmaya çalışmıştır. Ev işlerinde de kendisine hep yardımcı olmuştur.
Tüm bunların yanında müvekkil orta düzey yönetici olarak görev yaptıktan sonra Mersine tayini çıkmış, üst yöneticileri onaylamadığı halde, eşi istedi diye evlerini mersine taşımıştır. Müvekkil sırf eşi mutlu olsun diye her gün Mersinden Adana’ya işe gidiş geliş yapmakta, günün 2 saatini yolda geçirmektedir.
Davacı – karşı davalı ise kendisine yüklenen sorumlulukların hiç birini yerine getirmemiştir.
4- Davacı – karşı davalı evlerinin düzenini ve temizliğini bir türlü oturtamamıştır. Düzenli bir insan olamamıştır. Müvekkilim yıllarca evine dağınıklık sebebiyle arkadaşlarını davet edememiştir. Bu dağınıklık ev düzeninde olduğu gibi giyilecek kıyafetlerde de devam etmiştir. Müvekkilim işi gereği her gün takım elbise giymek zorundadır. Davacı – karşı davalı maalesef evlilik birliği boyunca ev işlerinde müvekkilime yardım etmemiş, gömleklerini hep müvekkilime ütületmek zorunda kalmıştır.
5- Davacı – karşı davalı ev işlerini sürekli aksatmıştır. Evde düzenli yemek yapmadığı gibi, ev ekonomisini de iyi idare edememiş, alınan sebze ve meyveleri hep dolaplarda çürüterek israf etmiştir. Müvekkilim düzenli yemek yapılmadığı için işe hep kahvaltı yapamadan aç gitmek zorunda kalmıştır.
6- Davacı – karşı davalı evde olan yükümlülüklerini yerine getiremediği gibi müvekkilimin ailesi ile bağları da kuvvetli değildir. Davacı – karşı davalı müvekkilimin ailesini hiçbir zaman benimsememiş, onlarla yakın ilişkiler kuramamış ve her zaman müvekkilimin ailesiyle kendi arasına mesafe koymuştur. Davacı – karşı davalı sadece müvekkilin zoru ile müvekkilimin ailesiyle görüşmüş, görüştüklerinde de surat asmıştır. Aile fertleri bu durumu zaman içerisinde fark etmiş ve müvekkilim ailesine karşı bir çok kez mahcup olmuştur.
7- Davacı – karşı davalı tüm bunların yanında anti sosyal ve kısıtlayıcı bir yapıya sahiptir. Müvekkilimi evlilik birliği boyunca kısıtlamış, onun dışarıda arkadaşları ile oturmasına engel olmuştur. İlk okul arkadaşlarından kıskanmış ve hayatlarına girmesini istememiştir. Yıllarca sabredip Davacı – karşı davalıya ayak uydurmaya çalışmış fakat gelinen noktada artık çekilmez bir hal almıştır.
Davacı – karşı davalı bu anti sosyal davranışlarla yetinmeyip ayrıca müvekkilimi evlilikleri boyu kısıtlamıştır. Davalı-karşı davacı müvekkilimin dinlediği müziğe, Tv programına bile karışmakta, sadece kendi istediği Tv programlarını izlemesine müsaade etmekte ve sadece kendi istediği müzikleri dinlemesine izin vermekte, bu duruma müvekkilim uymadığında evde sorun çıkartmaktadır.
8- Sonuç olarak yukarıda kısaca bahsedildiği, yargılama aşamasında daha detaylı ortaya çıkacağı üzere; Müvekkilim sıradan, sosyal, sakin ve huzurlu bir yaşam istemiştir. Bunun için gerekli tüm çabayı sarf etmiştir. Müvekkilimin sabah evden çıkarken bir güler yüz, akşam eve gelindiğinde bir tebessüm görmek istemiş, fakat bunların hiç biri Davacı – karşı davalının sebebi bilinmez kusurlu hareketleri sebebiyle olmamıştır. Bu sebeple huzurda bulunan karşı davayı açma zarureti doğmuştur.
VELAYETE, KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİNE ve UZAKLAŞTIRMAYA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:
Müvekkilim çocuklarına çok düşkündür ve onları çok sevmektedir. Fakat çocuklar özel bakıma muhtaçtır. Müvekkilimde tabi ki bu ihtiyaçları karşılamak zorundadır. Karşılayabilmek için ise çalışmaya devam etmelidir. Müvekkilin sabah 8.00 akşam 19.00 a kadar çalışmaktadır. Maalesef çocuklara gün içinde fiilen bakabilecek vakti yoktur. Bu sebeple davacı-karşı davalının çocukların velayetine ilişkin taleplerine herhangi bir diyeceğimiz yoktur.
Fakat, davacı-karşı davalı kötü niyetlidir. Müvekkilim nezdinde herhangi bir tehdit yokken, sırf müvekkilimi zora sokmak için uzaklaştırma kararı almıştır. Alınan bu kararı çocukları müvekkilime göstermemek için kullanmaktadır. Bu sebeplerle öncelikle hiçbir somut ve maddi gerekçeye dayanmayan uzaklaştırma kararının iptalini arz ve talep ediyoruz.
Müvekkil aylardır davacı-karşı davalının kusurlu hareketleri sebebiyle çocuklarını görememektedir. Bu nedenle ivedi olarak çocuklar ile baba arasında KİŞİSEL İLİŞKİ TESİS EDİLMESİNİ ARZ VE TALEP ETMEKTEYİZ.
NAFAKAYA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:
Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde ayrı ayı 1.500 TL olmak üzere toplamda 4.500 TL nafaka talep etmiştir.
Öncelikle davacı-karşı davalının ailesinin ekonomik durumu iyidir. Aylık 900 TL kirada evi vardır. Nitekim her ne kadar doğru olmasa da kendisi dava dilekçesinde çocukların ihtiyaçlarını kendinin karşıladığını beyan etmiştir. İlgili beyan doğru ise; bu noktada çocukların geçimi için nafaka bağlanması durumunda, davacı-karşı davalı çocukların geçiminin yükümlülüğünü üstünden atacağından, kendi geçimini sağlayabilecektir. Bu noktada davacının nafaka talebi yersiz ve hukuka aykırıdır.
Müşterek çocuklar için ise müvekkilin zaten her ay düzenli para vermektedir. Nafaka bağlanmasında bir sakınca yoktur. Fakat talep edilen nafaka miktarı çok yüksektir. Davacı kötü niyetli olup talep edilen nafakanın bağlanması halinde, uzaklaştırma kararını ettiği gibi, bu nafakayı da kötü kullanıp kendi harcamaları için kullanacaktır.
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:
Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde; 70.000 TL maddi, 70.000 TL manevi tazminat istemiştir. Bilindiği gibi ilgili tazminatın verilebilmesinin ilk şartı evlilik birliğinde ki kusurlu davranışların ispat edilmesidir. Davacı-karşı davalı taraf vekili sunduğu dava dilekçesinde bir çok hususa değinmiş, fakat ispata yönelik herhangi bir hususa değinmemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamalarında müvekkilin kusursuz olduğu, Davacı-karşı davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında %100 kusurlu olacağı ortaya çıkacaktır.
Asıl kusurlu taraf davacı-karşı davalı olduğundan müvekkilim lehine 100.000,00 TL maddi tazminat, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkilimize ödenmesinin hüküm altına alınmasını talep etmekteyiz.
HUKUKİ DELİLLER: Nüfus kayıtları, Sosyal inceleme raporu, Tanık anlatımları, Bilirkişi incelemesi, Yemin ve diğer tüm sair yasal deliller.
HUKUKİ NEDENLER: 4721 S. K. m. 4, 166, 168, 169, 174, 175, 182 ve tüm sair yasal mevzuat.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz nedenlerle;
1- Müvekkil aleyhinde açılan davanın REDDİNE;
2- Arz ve izah edilen sebepler ve sunulacak olan deliller vasıtasıyla kanıtlanacak davamızın KABULÜNE,
3- Haksız ve yersiz uzaklaştırma kararının İPTALİNE,
4- Müşterek çocuk ile davalı arasında ivedi şekilde KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA,
5- Müşterek konutta bulunan eşyaların davacı-karşı davalı tarafından 15.04.2022 tarihine kadar alınmasına ilişkin ARA KARAR VERİLMESİNE,
6- Müvekkilimiz lehine 100.000 Türk Lirası Maddi ve 100.000 Türk Lirası Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte TAHSİLİNE,
7- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla ve vekaleten arz ve talep ederiz. 23.03.2022
Davalı- Karşı Davacı Vekili
Av. xxx xx