Diş Hekimi Disiplin Soruşturmasına İtiraz ve İptal Davası

Diş Hekimi Disiplin Soruşturmasına İtiraz ve İptal Davası hakkındaki detayları sizin için hazırladık.

Diş Hekimi Disiplin Soruşturmasına İtiraz ve İptal Davası: Nasıl Açılır?

Diş hekimleri hakkında disiplin soruşturmaları; Türk Diş Hekimleri Birliği ve Diş Hekimleri Odalarının Disiplin Yönetmeliği uyarınca bağlı bulundukları diş hekimleri odası ve Türk Diş Hekimleri Birliğince yapılmaktadır. Disiplin cezaları; Disiplin Kanunun 5. Maddisinde yer almaktadır. 5. Maddeye göre diş hekimleri disiplin cezaları;

a) Uyarma; diş hekimine görevinde ve davranışlarında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

b) Kınama; diş hekimine görevinde ve davranışlarında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir.

c) Para cezası; bölgesinde o yıl uygulanan muayene ücretinin on katından az, elli katından fazla

olmamak üzere verilecek para cezalarıdır.

d) Geçici olarak meslekten men; oda bölgesinde bir aydan altı aya kadar serbest meslek uygulamasından alıkonulmasıdır.

e) Meslekten alıkonma; oda bölgesinde iki kez serbest meslek uygulamasından geçici alıkonma cezası alanların, sürekli olarak serbest meslek uygulamasından alıkonmasıdır. Oda bölgesinde bir kez geçici meslekten alıkonma cezası almış olanlar, daha sonra aynı veya değişik bir suçtan ikinci kez meslekten alıkonma cezası veya değişik suçlardan aynı anda iki geçici meslekten alıkonma cezası aldıklarında, oda bölgesinde sürekli olarak serbest meslek uygulamasından alıkonma cezası almış sayılırlar.

Yönetmeliğin 6. 7. 8. Ve 9. Maddesinde de hangi eylemlerin 5. Maddede yer alan suçlara gireceği tek tek yazılmıştır. Uygulamada genelde Yönetmeliğin 8/a maddesinden yani reklam yasağına aykırı davranışlar sebebiyle diş hekimlerine disiplin soruşturması açıldığı ve idari para cezası kesildiği görülmektedir.

Yönetmeliğin 8. Maddesinin a bendine göre; ” Reçete kağıtları, el ilanları, promosyon malzemeleri ve benzeri araçlarla reklam yapmak veya sanal ortamlar da dahil olmak üzere her türlü iletişim araçlarında reklam amacına yönelik veya haksız rekabeti sağlayıcı yazılar yazmak, yazdırmak veya açıklamalarda bulunmak; çalıştığı veya ortağı olduğu kuruluş veya şirket aracılığı ile anılan eylemlerin yapılmasını sağlamak veya yapılmasına göz yummak,” gibi eylemler reklam yasağına aykırı hareketler olup cezalandırılmayı gerektirmektedir. 8/A maddesine aykırı davranan diş hekimlerine karşı 5. Maddenin c bendi uyarınca idari para cezası verilmekte, bu eylemlere devam etmesi halinde ise Yönetmeliğin d bendi uyarınca “geçici olarak meslekten men” kararı verilebilmektedir.

Verilen bu kararlar bazen hukuka uygun, bazen de hukuka aykırı olarak verilebilmektedir. Kanunlar doğası gereği usul şart ve işlemlere tabidir. Aynı şekilde kanun tüm kamu ve kuruluşlardan bu usul kurallarına harfiyen uyulmasını beklemektedir. Bu noktada kamu kurumu niteliğinde ki meslek odaları tarafından açılan disiplin soruşturmaları da kanuna ve hukuka uygun olması mecburidir.

Uygulamada, Diş Hekimleri Odalarının açtığı disiplin soruşturmalarında kişisel çıkarlar nedeniyle keyfi uygulamalar oluşabilmekte yada hukuk kuralları doğru bir şekilde uygulanmayabilmektedir. İşte bu noktada diş hekimi disiplin soruşturmasına karşı iptal davası söz konusu olmaktadır.

Diş Hekimi Disiplin Soruşturmasına İtiraz ve İptal Davası: Temel Bilgiler

Diş Hekimleri Disiplin Yönetmeliği uyarınca; Diş hekiminin bağlı bulunduğu ilde ki oda kararlarına karşı ilk itiraz merci Türk Diş Hekimleri birliğidir. Diş hekimleri odasınca verilen karara karşı 30 gün içinde Türk Diş Hekimleri Birliğine yazılı olarak itiraz edilebilmektedir.

Türk Diş Hekimleri Birliği kararlarına karşı ise itiraz yolu idare mahkemeleridir. Gerek diş hekiminin bağlı olduğu oda gerekse Türk Diş Hekimleri Birliği kamu kurumu niteliğinde kamu kurumudur. Bu noktada Türk Diş Hekimleri Birliğine karşı açılacak olan tüm davalarda görevli mahkeme idare mahkemeleridir. 2577 Sayılı Kanun’un 7.maddesi uyarınca dava açma süresi disiplin cezasının taraflara tebliğinden itibaren 60 gündür. Açılacak olan dava türü ise iptal davasıdır. Eğer bağlı bulunan diş hekimleri odasının kararına karşı dava açılacak ise yer yönünden yetkili mahkeme odanın bağlı bulunduğu ilde ki idare mahkemeleridir.

Türk Diş Hekimleri birliği kararına yada hem bağlı bulunan odanın kararına hem Türk Diş Hekimleri Birliği kararına dava açılacak ise yetkili mahkeme Ankara İdare Mahkemeleridir.

Diş hekimi disiplin soruşturmasına karşı iptal davası açarken muhakkak yürütme durdurma talep edilmesi gerekmektedir. Yürütme durdurma kararları İYUK 27. Madde ve devamında yer almaktadır. 05.07.2012 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 57. maddesi ile değiştirilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında; “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.” hükmü düzenlenmiştir.

Diş Hekimi Disiplin Soruşturmasına İtiraz Ederken ve İptal Davasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

-Diş hekimleri disiplin soruşturmasına itiraz ederken yada itiraz ederken öncelikle usul kurallarının doğru uygulanıp uygulanmadığına dikkat edilmelidir. Örneğin disiplin kurulu kararı ile ceza tutanağı yazısı birbiri ile çelişirse bu duruma itiraz edilmelidir.

– Yapılan paylaşımın reklam yasağına aykırı mı yoksa Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 25. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca hukuka uygun mu tespit edilmelidir. Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 25. Maddesinin 2. Fıkrası “Sağlık kuruluşları ağız ve diş sağlığını koruyucu ve geliştirici nitelikte bilgilendirme yapabilir.” şeklindedir. Bu noktada diş hekiminin paylaşımları ağız ve diş sağlığını koruyucu ve geliştirici nitelikte bir bilgilendirme ise reklam yasağına aykırı olmayacak, reklam yasağı iddiası ile verilen karar iptal olacaktır.

– Daha önceki siciller esas gösterilerek verilen idari para cezası katlanarak uygulandıysa sicillerin doğru olup olmadığı kontrol edilmelidir. Uygulamada kesinleşmemiş disiplin soruşturmaları sicile esas alınarak idari cezaların katlanarak verildiği görülmektedir. Bu durum hukuka aykırıdır. İlgili yönetmeliğin 26. Maddesi “İtiraz edilen cezalar Birlik Yüksek Disiplin Kurulu’nca onaylanmadıkça uygulanamaz” şeklindedir. Yönetmelik metninde anlaşılacağı üzere disiplin cezaları kesinleşmeden sicile esas alınmaması gerekmektedir. Bu noktada alındı ise kararın iptal sebebidir.

– Soruşturmanın şikayet sureti ile başlatıldı ise usule uygun başlatılıp başlatılmadığı kontrol edilmelidir. İlgili Yönetmeliğin İlk inceleme başlıklı 19. Maddesi: “Oda genel sekreterliğince ihbar veya şikayetin metni derhal ilgiliye bildirilir. Diyecekleri var ise delilleri ile birlikte en geç bir hafta içinde göndermesi istenir.” şeklindedir. Bu noktada şikayet metninin diş hekimine usule uygun şekilde bildirilip bildirilmediği tespit edilmelidir.

– Soruşturmanı resen başlatıldı ise yine usule uygun başlatılıp başlatılmadığı kontrol edilmelidir. Merkez Yönetim Kurulunun resen soruşturma yapma yetkisi yoktur. İlgili yönetmeliğin Resen Soruşturma başlıklı 18. Maddesi “Birlik Merkez Yönetim Kuruluツ’nun, diş hekimleri hakkında doğrudan soruşturma açma yetkisi bulunmayıp; yetkisi kanunlara , tüzüklere, yönetmeliklere ve Genel Kurul kararlarına uymayan yöneticiler ile yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyeleri hakkında açılacak soruşturmalarla sınırlıdır.” şeklindedir. Bu noktada resen soruşturma yapıldı ise hukuka aykırı olarak yapılmış olacak ve karar iptal olacaktır.

– Soruşturma için gerekli araştırmanın yapılıp yapılmadığı, tutanakların doğru tutulup tutulmadığı, delil ve dayanağa sahip olup olmadığı araştırılmalıdır. İlgili yönetmeliğin Soruşturmanın Yapılış Biçimi başlıklı 20. Maddesi: “Soruşturmacı, gerekli olan her türlü delilleri toplar. İhbar veya şikayette bulunanları dinleyebilir ve soruşturma ile ilgili olarak gerekli gördüğü kişilerin ifadesini yeminli olarak da alabilir. Her soruşturma işlemi bir tutanak ile belirlenir. Tutanak, işlemin ne zaman ve nerede yapıldığını, işlemin niteliğini, kimlerin katıldığını, soruları ve alınan cevaplan belirtecek şekilde düzenlenir ve katılanlarca birlikte imzalanır.” şeklindedir.

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere soruşturma etkin bir şekilde yapılmalı, deliller toplanmalı, ihbar ve şikayette bulunanlar dinlenmeli ve her soruşturma işlemi bir tutanakla belirlenmelidir. Eğer tüm bunlar yapılmamış ise hukuka aykırı bir soruşturma olacak ve kararın iptali mümkün olacaktır.

– Soruşturmanın yasal süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilmelidir. İlgili yönetmeliğin Soruşturmanın Yapılış Biçimi başlıklı 20. Maddesi: “Soruşturmacı atanma gününden itibaren en geç bir ay içinde soruşturmayı tamamlamak zorundadır. Ancak, soruşturmacının haklı sebepler göstererek yönetim kuruluna başvurması halinde, en çok üç kez olmak üzere bu süre birer ay uzatılabilir.” şeklindedir. Bu noktada açılan bir soruşturma maksimum 1 ay içinde sonuçlanmalı, sonuçlanmaması durumunda kararın iptali gerekmektedir. Bu durumda önemli bir ayrıntıdan da bahsetmek gerekmektedir. Soruşturma açılış anı soruşturma açılması için kurulun verdiği karar ile başlamaktadır. Soruşturmanın sonlanma anı ise kovuşturma açılması kararı verilmesi ile başlamaktadır.

– Disiplin Yönetmeliği 12. Madde uyarınca mesul müdür sıfatı ile diş hekimine idari para cezası verildi ise, kanunun zaman yönünden doğru uygulanıp uygulanmadığı iyi tespit edilmelidir. Öncelikle 12. Madde 26.11.2021 tarihinden sonra yürürlüğe girmiştir ve geçmişe yürümemektedir. Sadece geleceğe yönelik uygulanabilecek bir kanundur. Bu noktada öncelikle işlenen eylemin tarihi tespit edilerek, kanundan önce mi sonra mı olduğu tespit edilmelidir.

– Disiplin Yönetmeliği 12. Madde uyarınca mesul müdür sıfatı ile diş hekimine idari para cezası verildi ise ayrıca kanun metninde öngörülen şartların oluşup oluşmadığı kontrol edilmelidir.

Disiplin Yönetmeliği 12. Maddesi de zaten “işlenmesini sağlayan yada göz yuman” diyerek maddenin uygulanabilmesi için belirli şartlar getirmiştir. Bu noktada açılan soruşturma dosyasında muhakkak diş hekiminin göz yumduğuna dair kasıtlı yada ihmali bir davranışı olmalı, ve bu davranışı gösteren bir delil olmalıdır. İdare böyle bir iddia da ise bu iddialarını ispat etmelidir. Ayrıca yine 12. Madde uygulanacak ise Anayasa ile güvence altına alınan “Suçların Şahsiliği” ilkesine aykırılık teşkil edip etmediği incelenmelidir.

Diş Hekimi Disiplin Soruşturmasına Karşı İptal Davası Dava Dilekçesi Örneği

T.C.MERSİN NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir.

DAVACI :

VEKİLİ : Av. xxx xxx

DAVALI : Türk Diş Hekimleri Birliği ve Diş Hekimleri Odası

KONU : Mersin Diş Hekimleri Odasınca 2022-22 Sayılı Yapılan Tahkikat Sonucunda verilen idari para cezası sonrasında Türk Diş Hekimleri Birliğinin 11-15 Aralık 2023 tarih 21-2022 sayılı onama kararının iptaline ilişkindir.

TEBLİĞ TARİHİ : 13.02.2023

AÇIKLAMALAR :

Özel Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği kullanımında olan araçta yer alan giydirmelerin reklam içerikli olduğunun belirlenmesi üzerine x Diş Hekimleri odasınca, sağlık kuruluşunun ruhsat sahibi şirket ortağı olan Diş Hekimi x hakkında inceleme başlatılmıştır. Yapılan inceleme sonunda x Diş Hekimleri Odası Disiplin Kurulu, camlarında gülen kadın resmi ve kapılarında x Logosu ve kurum telefonu bulunan araca yapılan giydirmelerin yönlendirme amacı taşıyan reklam niteliğinde bulunduğu kanaatiyle Disiplin Yönetmeliğinin 8/a maddesince, disiplin suçundan şirketin müdür ve ortağı olduğundan bahisle Diş Hekimi x’in daha önce ki 2 adet sicili de hesaba katılarak 2022 yılı muayene ücretinin 40 katı tutarında 7.962,80 TL para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. x Diş Hekimleri Odasınca verilen karar Türk Diş Hekimleri Birliğinin 14.15- Aralık 2022 tarihli kararıyla hukuka aykırı olarak onanmıştır. Müvekkil hakkında verilen disiplin cezası ve buna bağlı idari para cezası ve onamaya ilişkin karar usul ve yasaya aykırı olup iptali gerekmektedir. Şöyle ki;

1) Reklama Aykırı Olduğu İddia Edilen Araca Giydirme İşlemini Yapan Müvekkil Değildir. Müvekkil Mesul Müdür Değildir Sadece Şirketin Ortağıdır. İlgili Aracın Ruhsat Sahibi de Müvekkil Değildir. Müvekkilin Başka Bir Diş Hekiminin Eyleminden Sorumlu Tutmak Hukuka Aykırıdır. Zaten Müvekkile Sorumluluk Yükleyen Disiplin Yönetmeliği 12. Madde İlgili Eylemden Sonra Yürürlüğe Girmiştir. İlgili Karar İle Kanunların Geçmişe Yürümezliği İlkesi ve Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz İlkesi İhlal Edilmiştir.

Disiplin dosyasına konu eylem; Müvekkilin ortağı olduğu xx firmasının, firmaya ait bir şirket aracına görselli giydirme yapmasından ibarettir. Giydirme işlemi ticari araç statünde araç alabilmek için ve ticari araçlara tanınan muafiyetleri alabilmek için ruhsat çıkarma tarihinden önce, araç ticari araç niteliği kazansın diye şirket tarafından yapılmıştır. Nitekim yapılan araç giydirmesi ruhsat ile birlikte ruhsata da işlenmiştir. Bu giydirme işlemini müvekkilim yapmamış olup dosyaya konu araç müvekkilime aitte değildir. Müvekkilime ait olmadığı gibi ilgili aracın giydirilmesinden de haberi yoktur. Müvekkilim ilgili aracı kullanmamaktadır. Hal böyle olmasına rağmen müvekkilime ilgili eylemden dolayı idari para cezası kesilmiştir. Bu idari para cezası kesilirken Türk Diş Hekimleri Birliği ve Diş Hekimleri Odalarının Disiplin Yönetmeliği 12. Maddesi uyarınca müvekkile kusur atfedilmiştir. Türk Diş hekimleri Birliği Ve Diş hekimleri Odalarının Disiplin Yönetmeliğinin 12. Maddesi aşağıda ki gibidir:

Türk Diş hekimleri Birliği Ve Diş hekimleri Odalarının Disiplin Yönetmeliği : Kuruluş sahibi veya ortaklarının sorumluluğu Madde 12:

(Başlığı ile Birlikte Değişik:RG-26/11/2021-31671)

– Kurumsal olarak işlenen fiiler sebebiyle, bu fiilerin işlenmesini sağlayan veya işlenmesine göz yuman sahip veya ortaklardan diş hekimi olanlar da mesul müdür ile birlikte sorumludur.

Madde metni ile kurumsal olarak işlenen fiillerde; Mesul müdür ve ortaklara da sorumluluk yüklenmiştir. Maddenin cezaların şahsiliği ilkesine aykırı oluşu bir yana, ilgili kanun maddesi dosyaya konu olan araca giydirme yapıldıktan sonraki bir tarihte yürürlüğe girmiştir.

MADDE METNİNDEN AÇIKÇA ANLAŞILACAĞI ÜZERE İLGİLİ MADDENİN YÜRÜRLÜK TARİHİ 26.11.2021 OLUP, DOSYAYA KONU OLAN ARACIN GİYDİRME YANİ RUHSAT TARİHİ İSE 16.10.2020’DİR. EK:1 DE DOSYAYA KONU OLAN ARACIN RUHSATNAMESİNİ PAYLAŞIYORUZ. İlgili ruhsatname incelendiğinde aracın ruhsata kaydedilme tarihinin 16.10.2020 olduğu açıkça görülmektedir. Bu noktada yönetmelik ilgili disipline konu eylemden sonra çıkartılmıştır. Bu noktada cezaların kanuniliği ve kanunların geçmişe yürümezlik ilkesi gereği ilgili cezanın iptal edilmesi gerekmektedir.

Bir alıntı: Anayasa Mahkemesi 12.12.1989 tarih ve 1989/11 esas 1989/48 karar sayılı kararı:

Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından birisi kanunların hukuk güvenliği sağlaması, bu doğrultuda geleceğe yönelik, öngörülebilir kurallar içermesi gerekliliğidir. Bu nedenle, hukuk devletinde güven ve istikrarın korunabilmesi için kural olarak kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara uygulanırlar. Kanunların geriye yürümezliği ilkesi uyarınca kanunlar kamu yararı ve kamu düzeninin gereği kazanılmış hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren kanunların geçmişe etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir.

Bir alıntı: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, 13.11.1998 Tarih, E. 1996/509, K. 1998/562 Sayılı Kararı:

“Hukuk devleti ilkesi ile beraber idari işlemin geriye yürümezliği ilkesi, kazanılmış hakkın iç hukuktaki dayanağını oluşturmaktadır.”

Kanunsuz suç ve ceza olmaz, diğer bir deyişle suçta ve cezada kanunilik ilkesi, devletin cezalandırma yetkisini sınırsız ve keyfi bir biçimde kullanmasını önleyerek bireye devlet müdahalesine karşı güvence sağlamaktadır. Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi gereği, hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmamalıdır.

Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar başlıklı 38. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”

AİHS’nin “Kanunsuz ceza olmaz” kenar başlıklı 7. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”

Bir alıntı: AYM, E.2010/69, K.2011/116, K.T. 7/7/2011 sayılı kararı:

“Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, … kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz” denilerek “suçta kanunilik”, üçüncü fıkrasında da “ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur” denilerek, “cezada kanunilik” ilkeleri güvence altına alınmıştır. Anayasa’da öngörülen “suçta ve cezada kanunilik ilkesi”, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir anlayışın öne çıktığı günümüzde, ceza hukukunun da temel ilkelerinden birini oluşturmaktadır. “

2) İdari İşlem ve Kanunların Geçmişe Yürümeyeceği Kuralını Göz Ardı Etsek Bile, Başkasının Bir Eyleminden Müvekkili Sorumlu Tutmak Anayasaya Aykırıdır. Kararın İptali Gerekir.

Müvekkil Özel x Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği ortağı ve çalışanı olup ilgili aracın giydirilme yapılmasından haberi yoktur. Müvekkilin firmasında 20’ye yakın kişi çalışmaktadır. Müvekkilin kusuru olmadığı gibi herhangi bir ihmali de yoktur. Disiplin Yönetmeliği 12. Maddesi de zaten “işlenmesini sağlayan yada göz yuman” diyerek maddenin uygulanabilmesi için belirli şartlar getirmiştir. Dosyada Müvekkilin böyle bir işin yapılmasını sağladığı yada göz yumduğuna dair kasıtlı yada ihmali bir davranışını gösterir bir delil yoktur. İdare böyle bir iddia da ise bu iddialarını ispat etmelidir.

Evrensel hukuk kuralı olan ve Anayasamızda güvence altına alınan “Suçların Şahsiliği” ilkesi gereğince; müvekkili başka bir kişinin eyleminden sorumlu tutmak Anayasaya aykırıdır.

Çağdaş maddi ceza hukukunun en önemli ilkelerinden biri suç ve cezanın şahsiliği ilkesidir. Bu kural gereğince, kişi ancak kendisinin işlediği fiiller nedeniyle sorumlu tutulabilir, başkasının işlediği fillere iştirak etmedikçe sorumlu tutulamaz. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Diğer bir anlatımla, bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Bu ilkeye göre asli ve feri failden başka kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları olanaklı değildir. Anayasa’nın 38. maddesinin yedinci fıkrası ile ilgili gerekçede de, ”fıkra, ceza sorumluluğunun şahsi olduğu; yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir. Bu ilke ceza hukukuna yerleşmiş ve ‘kusura dayanan ceza sorumluluğu’ ilkesine dahil, terki mümkün olmayan bir temel kuraldır. Anayasa’nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir.

Bir alıntı: Anayasa Mahkemesi 2017/122 sayılı kararı: (Kararın tamamı ve diğer emsal Anayasa kararları ektedir. Temel ilkeye atıf yapılan yerlerin altı çizilmiştir.) :

“…Ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel kurallarındandır. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Diğer bir anlatımla, bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulmamasıdır. Bu ilkeye göre asli ve feri fail olmayan kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları mümkün değildir. Anayasa’nın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tâbidir…”

Bir alıntı: Danıştay 14.Dairesi 2015/3791 esas, 2015/4273 sayılı kararı: (Kararın tamamı ve diğer emsal Anayasa kararları ektedir.)

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ”Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar” başlıklı 38’inci maddesinin 7’nci fıkrasında ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 20’nci maddesinde kurala bağlanan, ”ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesi, herkesin kendi fiilinden sorumlu tutulmasını, cezanın yalnız, suçu işleyenlerle iştirak edenlere verilmesini, suça katkısı bulunmayanlara ceza sorumluluğu yükletilemeyeceğini; hiç kimsenin işlemediği bir suçtan dolayı sorumlu tutulamayacağını, bir başkasının işlediği suçun, suçu işlemeyenlere sirayet edemeyeceğini ifade etmektedir. Ceza Hukukunun temel ilkelerinden biri olan bu ilkenin idari para cezaları için de geçerli olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır.

3) Tek Bir Eylemden Ayrı Ayrı Tüm Çalışanlara Ceza Kesilmesi De Hukuka Aykırıdır ve Ölçülülük İlkesine Aykırıdır.

Dosyaya konu olan araç giydirme işlemi sebebiyle şirket mesul müdürü olan x 3.981 TL idari para cezası kesilmiştir. Mesul müdüre kesilmesinin yanında birde müvekkile ceza kesilmesi hukuka aykırıdır. Tek bir eylemden farklı farklı tüm çalışanlara ceza verilmesi yine Anayasa ile korunan ölçülülük ilkesine aykırıdır. Kararın iptali gerekmektedir. ( Mesul Müdüre kesilen cezaya ilişkin karar tutanağı ek:3’tedir.)

4) Hukuka Aykırılık İtirazları Bir Yana Araç Giydirme Eylemi Reklam Amacı Taşıyan Bir Faaliyet Olmadığı Gibi Reklam Yapmaya Elverişli Bir Harekette Değildir.

Müvekkil yıllardır sağlık sektöründe hizmet veren başarılı bir çene cerrahıdır. Müvekkilin reklam yapmasını gerektirecek herhangi bir sebep yoktur. Zaten Mersin ilinde popüler ve bilindik bir hekimdir. Bu ve art arda yapılan tüm soruşturmalar; rakip firmalar tarafından müvekkilin itibarını zedelemek amacıyla yapılmıştır.

Müvekkilin çalıştığı şirketin bir çok hususi ve şirket aracı vardır. Herhangi bir reklam amacıyla yapılmamıştır. Giydirme yapılırken özellikle müşteri çekici söz ve yazılardan uzak durularak giydirme yapılmıştır.

Kaldı ki; Araç giydirme eylemi müşteri çekmeye elverişli bir eylem değildir. Bir eylemin reklam amacı taşıdığını kabul etmek için müşteri çekmeye elverişli olması gerekmektedir. Bu durumu şu örnekle de açıklayabiliriz: Örneğin Türk Ceza Kanunu uyarınca resmi belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için resmi belgenin sahteliğinin insanları kandırmaya elverişli olması gerekmektedir. Huzurda bulunan olayda da müvekkile reklam yasağından ceza verilebilmesi için reklama aykırı iddia edilen hareketin müşteri çekmeye elverişli bir hareket olması gerekmektedir.

Huzurda bulunan soruşturmaya konu olan eylem reklam amacı taşımamaktadır ve müşteri çekmeye elverişli bir hareket değildir. Ancak giydirme de “Mersin’in En İyi Diş Hekimi” gibi yazılarında bulunması durumunda ilgili eylemin reklamın müşteri çekmeye elverişliliğinden söz edilebilecektir. Basit bir beyin fırtınası da yaptığımızda, araç üzerinde sadece bir diş hekiminin logosunu gören bir insanın diş hekime başvurma ihtiyacı hissedecek olması hayatın olağan akışına aykırıdır.

Müvekkilin eylemi reklam amacıyla yapılmamıştır, bu eylemden herhangi bir gelirde elde etmemiştir. Gelir elde edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir delilde yoktur. Kararın iptali gerekmektedir.

5) Müvekkile Verilen Cezayı Katlanarak Uygulamak Hukuka Aykırıdır.

Müvekkil hakkında yürütülen soruşturmada daha önce disiplin cezası bulunduğu iddia edilerek cezasında arttırım yapılmıştır. Oysa müvekkilin kesinleşmiş cezası yoktur. İlgili arttırım hukuka aykırıdır. İlgili yönetmeliğin 26. Maddesi “İtiraz edilen cezalar Birlik Yüksek Disiplin Kurulu’nca onaylanmadıkça uygulanamaz” şeklindedir. Yönetmelik metninde anlaşılacağı üzere disiplin cezaları kesinleşmeden sicile esas alınmaması gerekmektedir. Hal böyle olmasına rağmen, Mersin Diş Hekimleri odası kesinleşmemiş cezaları gerekçe göstererek, cezada artırım yapmıştır.

6) Soruşturma Usule Uygun Başlatılmamıştır.

Soruşturmanın resen mi yoksa şikayet suretiyle mi başlatıldığı müvekkile bildirilmemiş, diyecekleri var ise sorulmamıştır.

a) Soruşturma; Şikayet Suretiyle Başlatıldı ise Usule Uygun Başlatılmamıştır.

İhbar ve şikayet metni oda sekreterliğince müvekkile gönderilmemiştir. İlgili Yönetmeliğin İlk inceleme başlıklı 19. Maddesi: “Oda genel sekreterliğince ihbar veya şikayetin metni derhal ilgiliye bildirilir. Diyecekleri var ise delilleri ile birlikte en geç bir hafta içinde göndermesi istenir.” şeklinde olmasına rağmen ihbar ve şikayet metni müvekkile bildirilmemiştir. Kararın iptali gerekmektedir.

b) Soruşturma; Resen Başlatıldı ise Usule Uygun Başlatılmamıştır.

Merkez Yönetim Kurulunun resen soruşturma yapma yetkisi yoktur. İlgili yönetmeliğin Resen Soruşturma başlıklı 18. Maddesi “Birlik Merkez Yönetim Kuruluツ’nun, dişhekimleri hakkında doğrudan soruşturma açma yetkisi bulunmayıp; yetkisi kanunlara , tüzüklere, yönetmeliklere ve Genel Kurul kararlarına uymayan yöneticiler ile yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyeleri hakkında açılacak soruşturmalarla sınırlıdır.

” şeklindedir. Bu noktada resen soruşturma yapıldı ise hukuka aykırı olarak yapılmıştır ve kararın iptali gerekmektedir.

7) Soruşturma Eksik Araştırma ve Usule Aykırı Tutanaklar ile Yapılmış, Delil ve Dayanaktan Yoksundur.

İlgili yönetmeliğin Soruşturmanın Yapılış Biçimi başlıklı 20. Maddesi: “Soruşturmacı, gerekli olan her türlü delilleri toplar. İhbar veya şikayette bulunanları dinleyebilir ve soruşturma ile ilgili olarak gerekli gördüğü kişilerin ifadesini yeminli olarak da alabilir. Her soruşturma işlemi bir tutanak ile belirlenir. Tutanak, işlemin ne zaman ve nerede yapıldığını, işlemin niteliğini, kimlerin katıldığını, soruları ve alınan cevaplan belirtecek şekilde düzenlenir ve katılanlarca birlikte imzalanır.” şeklindedir.

Kanun metninden de anlaşılacağı üzere soruşturma etkin bir şekilde yapılmalı, deliller toplanmalı, ihbar ve şikayette bulunanlar dinlenmeli ve her soruşturma işlemi bir tutanakla belirlenmelidir. Huzurda bulunan soruşturma dosyasında ise bu araştırmaların hiç biri yapılmamış, yüzeysel şekilde incelenerek eksik araştırma yapılarak karar verilmiştir. Ayrıca tutanaklar usule uygun tutulmamıştır. Bu yönüyle de verilen cezanın reddi gerekmektedir.

8) Soruşturma Haklı Bir Sebep Olmaksızın Yasal Süresinde Yapılmamıştır.

İlgili yönetmeliğin Soruşturmanın Yapılış Biçimi başlıklı 20. Maddesi: “Soruşturmacı atanma gününden itibaren en geç bir ay içinde soruşturmayı tamamlamak zorundadır. Ancak, soruşturmacının haklı sebepler göstererek yönetim kuruluna başvurması halinde, en çok üç kez olmak üzere bu süre birer ay uzatılabilir.” şeklindedir.

Yönetmelik metni açık olmasına rağmen, yapılan soruşturmalar hukuka aykırı olarak, müvekkili manevi olarak yıpratmak adına ve daha fazla katlanarak ceza verebilmek adına kasten uzun tutulmuştur. Huzurda bulunan soruşturma haklı bir sebep 3 yıl sürmüştür. Bu yönüyle de soruşturma hukuka aykırı olup, kararın reddi gerekmektedir.

9) İvedi Şekilde Yürütmenin Durdurulması Gerekmektedir.

Yukarıda açıklandığı üzere davalılar müvekkille kasten planlı şekilde uğraşmaktadır. Davalılar müvekkile ait firma aleyhinde sürekli bir şekilde açıkça hukuka aykırı soruşturmalar açmaktadırlar. Davalılar ayrıca açık hukuka aykırı soruşturmalardan ziyade birde kesinleşmemiş soruşturmaları müvekkil aleyhine sicilinde göstererek, cezaları müvekkile katlayarak yollamaktadırlar.

Haricen yaptığımız araştırmalarda da yeni dosyalarında hazırlandığı bilgisi gelmiştir. Davalılar katlanarak ceza vererek müvekkile büyük bir ekonomik kayıp uğratma amacındadır. Verilen cezalar toplamda 100.000 TL yi geçmektedir. İdari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararlar doğacaktır. Biz bu sebeple ivedi şekilde yürütmenin durdurulmasına yönelik karar verilmesini arz ve talep etmekteyiz.

Yukarıda anlatılan sebeplerden ve sayın mahkemenizin resen göz önünde bulunduracağı hususlar dahilinde müvekkilimiz hakkında verilen disiplin cezası mahiyetinde idari para cezasının iptalini istemek gereği hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER:

İdari Yargılama Usulü Kanunu, Türk Dişhekimleri Birliği Ve Dişhekimleri Odalarının Disiplin Yönetmeliği ve sair yasal mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER:

1-) Araç Ruhsatnamesi

2-) x Diş Hekimleri Odası İdari para cezası tutanakları

3-) Emsal Kararlar

4-) Bilirkişi incelemesi ve sair tüm yasal deliller.

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz ve sayın başkanlığınız tarafından resen göz önünde bulundurulacak hususlar doğrultusunda;

1-) Öncelikle hukuka aykırı kararın yürütülmesinin DURDURULMASINA,

2-) Davamızın KABULÜNE,

3-) x Diş Hekimleri Odasının Verdiği Karar ile Türk Diş Hekimleri Birliğinin kararının asli ve feri sonuçları ile İPTALİNE,

4-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerine yükletilmesine karar verilmesini müvekkilim adına vekaleten ve saygıyla arz ve talep ederim. 20.02.2023

EKLER :

1-) Araç ruhsatnamesi

2-) Emsal Kararlar

3-) Mesul Müdüre Aynı Eylemden Dolayı Kesilen Ceza Tutanağı

4-) Noter onaylı vekaletname

Davacı Vekili

Av. xxx xxx

Yorum yapın

Open chat
Merhaba 👋
Size yardımcı olabilir miyiz?
Hemen Ara