Hastalık Nedeniyle Tahliye Dilekçesi; Corona virüsü sebebiyle cezaevleri korunmasız hale gelmiş, cezaevinde yatan hükümlü ve tutukluların sağlıklarını ve hayatlarını tehdit etmeye başlamıştır. Anayasamızda kutsal olan hak yaşama hakkı olup, bunun devlet tarafından korunması gerekmektedir. Bu nokta da tutuklu ve hükümlülerin Corona virüs sebebiyle tahliye talebinde bulunmaları gerekmektedir.
Sayfa İçeriği
Hastalık Nedeniyle Tahliye Dilekçesi Nedir
Hastalık nedeniyle tutuklu tahliye dilekçesi, bir kişinin cezaevi veya gözaltı merkezinde bulunduğu süreçteki sağlık sorunlarına dayanarak tahliye talebinde bulunması için hazırlanan resmi bir başvuru belgesidir. Bu dilekçe, kişinin sağlık durumunun ciddiyetini ve tutuklu veya hükümlünün tutukluluk koşullarının sağlık açısından risk oluşturduğunu ayrıntılı bir şekilde açıklar.
Dilekçe genellikle kişinin tıbbi raporları veya sağlık kuruluşlarından alınan belgelerle desteklenir ve kişinin sağlık durumunun cezaevi veya gözaltı merkezindeki yaşamını etkilediğini kanıtlar. Tahliye talebi, kişinin tedavi veya bakım alabilmesi için daha uygun bir ortam sağlanması gerektiğinde veya cezaevindeki sağlık koşullarının kişinin sağlığını daha da kötüleştireceği durumlarda yapılabilir. Bu tür dilekçeler, yetkili yargı mercilerine sunularak değerlendirilir ve tutuklunun veya hükümlünün durumuna göre karara bağlanır.
Corona Virüsü Sebebiyle Tahliye Talebi Dilekçe Örneği
MERSİN 9. AĞIR CEZA MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA
Esas No : 2019/11473
SANIK : İsim-T.C.(Cezaevinde tutuklu.)
SANIK MÜDAFİİ : Av. Tunç Sudi TOL (-adres antettedir.)
DİLEKÇE KONUSU : Corona virüs sebebiyle tahliye talebi tutukluluk halinin devamına ilişkin karara karşı itirazımızdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
1) İlk olarak Aralık 2019’da görülen ve Çin halk cumhuriyeti tarafından dünyaya açıklanan yeni corona virüsü salgını tüm dünyaya yayılmaktadır. 17 Mart 2020 tarihi itibari ile corona virüs sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 7499’a yükselmiş, tüm dünya genelinde virüs tespit edilen kişi sayısı da 188,321’e ulaşmıştır. Uzmanların sıklıkla belirttiği üzere corona virüs çok hızlı bir şekilde yayılmakta olup geliştirilen olağanüstü önlemlere rağmen de virüsün yayılması engellenememektedir. 11.03.2020 tarihi itibari ile sağlık bakanının açıklamasıyla virüsün Türkiye’de de görüldüğü öğrenilmiştir. Türkiye’de 17.03.2020 tarihi itibariyle ise 47 vakanın tespit edildiği açıklanmıştır. Virüsün dünya genelindeki yayılma hızı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda ülkemizde de virüsün hızlı bir şekilde yayılabileceği öngörülmektedir. Corona virüsün hasta ve yaşlı insanlara bulaşması durumunda ölüme neden olma ihtimalinin çok yüksek olduğu da uzmanlar tarafından ifade edilmektedir.
Virüs insanlar arası etkileşimin yoğun olduğu kalabalık insan gruplarının bir arada bulunduğu ortamlarda daha hızlı yayılmaktadır. Bunların en başında da cezaevleri gelmektedir. İtalya’da corona virüs endişesi ile cezaevlerinde isyanlar başlamış; bu isyanlar sonucunda 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılının bütçe raporunda, Türkiye cezaevlerindeki kişi sayısı 282 bin 703 olarak açıklanmıştır. Yine İHD’nin raporlarına göre cezaevlerinde 247’si ağır 649 hasta tutuklu; annesi ile birlikte 780 çocuk bulunmaktadır. Yaşanan durumun vahametine bakıldığı zaman ve cezaevlerindeki hijyenik koşullar dikkate alındığında, geri dönülmesi zor zararların ortaya çıkacağı açıktır.
Anayasanın “sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinin ilgili fıkraları “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklindedir. Yine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında Rec (2006) 2 Sayılı Kararınca, özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektiği gibi saygılı davranılması ile hükümlü mahpuslara uygulanan rejimin hapsedilmenin doğasında var olan sıkıntıyı daha da ağırlaştırmaması gerekmektedir. Devlet, özgürlüğünden yoksun bıraktığı bireye, suçu her ne olursa olsun, gerekli tıbbi tedavi ile ilaçları sağlamak yükümlülüğü altında olduğu gibi, kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını koruyup iyileştirmelidir; aksi durumda sorumluluğu doğmaktadır.
Bunun yanında, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16/2. Maddesi “Diğer hastalıklarda cezanın infazına, resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.” şeklindedir. … yaşında olan müvekkil … yıldır cezaevindedir ve … günlük açlık grevi geçmişi bulunmaktadır; bu nedenle yaşadığı ve halen yaşamakta olduğu … kronik hastalığı/hastalıkları nedeniyle müvekkil, corona virüs için risk grubundadır. Müvekkilin hükümlü odasında ya da sağlık kuruluşunda tutulması, enfekte olma riskini oldukça arttıracaktır. Şu anda birçok hastanede hükümlülere özel bir odanın bulunmadığı da bilinen bir gerçektir.
Açıklanan nedenlerle müvekkilin, henüz aşısı dahi bulunamamış olan virüse karşı daha savunmasız konumda olması ve halen devam eden hastalıkları da göz önüne alınarak, alternatif yöntemlere başvurularak tahliyesine karar verilmesi gerekmektedir.
2)Müvekkil ayrıca yaklaşık 4 yıldır tutukludur. İlgili tutukluluk süresi hukuka aykırıdır. Müvekkilimizin tutukluluk süresi “Adil yargılanma ilkesi ve Anayasamızda tanımlanan Eşitlik ilkesini ihlal etmektedir.
Müvekkilimin bu uzun tutukluluğunu açıklayacak hiçbir hukuki dayanak yoktur. Müvekkilimin halen tutuklu olarak yargılanmasının sebebi, ne doktrin de , Ne fetö terör örgütü ile alakalı emsal Yargıtay kararların da , ne de CMK nın tutukluluğa ilişkin atıfta bulunan maddelerinde açıklaması vardır.
3)Müvekkilimizin delil karartma ve kaçma şüphesi de FİZİKEN MÜMKÜN DEĞİLDİR. YURT DIŞINA ÇIKIŞLAR DEVLETÇE YASAKLANMIŞTIR. Müvekkilimiz; sabit yerleşim yeri sahibi olduğu gibi oturduğu ev de kendisine aittir.
Müvekkilimiz, şu ana kadar herhangi bir suça karışmamıştır ve adli sicil kaydında menfi herhangi bir kaydı da bulunmamaktadır. Kaçma şüphesinin bulunmadığı ortadadır.
Suça ilişkin olan bütün deliller toplanmış ve muhafaza altına alınmıştır. Bu sebeple müvekkilimizin delilleri karartma şüphesi de bulunmamaktadır. Tanıklar da hazırlık soruşturması sırasında gerek kollukta gerekse Cumhuriyet Savcılığına ifadelerini vermişlerdir.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle tutukluluk halinin devamına dair kararına itirazımızın kabulü ile müvekkilimizin tahliyesine karar verilmesini, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. 30.03.2020
SANIK MÜDAFİ
Hastalık Nedeniyle Tahliye Dilekçesi konulu makalemizin sonuna gelirken farklı konularda merak ettiğiniz hukuki durumlar hakkında blog bölümümüzden yararlanabilirsiniz.