Çekişmeli boşanma davasında 4 adet dilekçenin oluşturduğu bir dilekçe aşaması bulunmaktadır. Bu dilekçeler dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesidir.
Sayfa İçeriği
Boşanma Davası-Cevaba Cevap Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Bugün ki yazımızda boşanma davasında cevaba cevap dilekçesi örneği paylaşacağız. Cevaba cevap dilekçesine karşı beyanda bulunmak için kanunen 2 haftalık süre öngörülmüştür. 2 hafta içinde davacı cevaba cevap dilekçesini sunmalıdır. Cevaba cevap dilekçesi aslında ek bir dava dilekçesidir. Dava dilekçesinde öne sürülmeyen noktalar serbestçe cevaba cevap dilekçesinde öne sürülebilmektedir. Cevaba cevap dilekçesi karşı verilecek dilekçe ise 2. cevap dilekçesidir. 2. cevap dilekçesi ile dilekçeler aşaması tamamlanır.
Boşanma Davası-Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği
X 5. AİLE MAHKEMESİNE
DOSYA NO :
CEVABA CEVAP VEREN DAVACI:
VEKİLİ :
DAVALI:
KONU : Davaya cevaplarımız hakkındadır.
AÇIKLAMALAR:
01.07.2019 tarihinde tarafımıza teslim edilen cevap dilekçesine karşı cevaplarımızı süresinde sunuyoruz. Şöyle ki ;
A) CEVABA CEVAP NİTELİĞİNDE BEYANLARIMIZ
1– Dava dilekçemizi tekrar etmekteyiz. Davacı müvekkil , davalı sebebiyle işten çıkmıştır. Davacı ile davalı aynı şirkette tanışmış olup , müvekkil çok memnun olduğu işinden şirket politikası gereği davalı için işten çıkmıştır. Davalı evliliğin ilk gününden itibaren Türk milletine aşağılayıcı ve küçük düşürücü ifadeler kullanmıştır. Bunun yanında müşterek çocuğa domuz eti yemeye teşvik etmektedir. Ayrıca davalı müvekkilimizin ailesini evlerinde istememektedir.Kısacası davalı ile davacı arasında davalının kusurları sebebiyle kültür farkı vardır. Bu fark evliliği devam ettiremeyecek seviyeye gelmiştir. İlgili durumların hepsi tanık anlatımlarında açıklığa kavuşacaktır. Davalı Türkiye den nefret etmekte olup , davalının tek amacı dilekçesinde de beyan ettiği gibi müşterek çocuğu alarak yurt dışına devamlı olarak dönmektir.
2– Davalı maalesef evlilik birliğine gerekli çabayı gösterememiştir. 9 yıldır Türkiye de yaşamasına rağmen ne Türklere karşı bir sempati duyabilmiş ne de bir Türk erkeğinin gerektirdiği şekilde eş olabilmiştir. Oysa Türkiye de yaşama fikri aslında davalı tarafından ortaya atılmıştır. Müvekkilimiz davalının Türkiye ‘ye ve Türklere karşı bu tutumları sergileyeceğini bilmiş olsaydı asla evlenmeyeceği aşikardır.
Davalı taraf her ne kadar müvekkilimizi kusurlu göstermeye çalışsa da evlilik Türkiye ‘ de kurulmuş olduğundan dolayı fedakarlık yapması gereken kişi davalıdır. Hal böyle olmasına rağmen davalı evlilik birliği için hiç çaba sarf etmemiş Türkiye ‘ yi hiç benimsememiştir. Bu sebeple de ilgili evlilik çekilmez bir hal almıştır. Yani temelinden sarsılmıştır. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2011/5528 esas , 2012/2475 sayılı kararında da ilgili durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağına karar verilmiştir. Ek:1 de ilgili kararı paylaşıyoruz.
3– Bunun yanında davalı müvekkillimizin doğum yaptığı aşamada müvekkile çok sıkıntılar yaşatmıştır. Müvekkilimiz davalının zorlaması ile Paris’te Hristiyan hastanesi olarak bilinen Evenie Hospital’da doğum yapmaya zorlanmıştır. Müvekkil davacı , doğumuna 1 ay kala davalı tarafın zorlaması ile Paris’e gönderilmiştir. Davalı uçağa binmesi tehlikeli olmasına rağmen davalının ısrarına dayanamamış ve Paris’e annesi ile davalı olmadan gitmiştir. Davalı bununla da kalmayıp doğumdan sadece 1 hafta önce Paris’e gelmiş ve bir Türk kocanın yapması gerekenleri yapmamıştır. Son olarak bu sıkıntılı süreç doğum sonrası 40 gün daha müvekkilimizin Paris’te mahsur kalması ile devam etmiştir. İlgili durum tanık anlatımı ve davalının pasaport kayıtları ile ortaya çıkacaktır. (31.10.2013 – 31.04.2013 tarihleri arasında davalının yurt dışına giriş çıkış bilgilerinin getirtilmesini talep ediyoruz.)
B) DAVALI YANIN İDDİALARINA KARŞI BEYANLARIMIZ
Öncelikle davacı tarafın delil listesi ve delilleri tarafımıza henüz tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle tarafımıza delillerin tebliğ edilmesi halinde bu husustaki itirazlarımızı ayrıca sunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu bildiririz. Aşağı da kısaca davacı yanın dayandığı olgulara karşı cevaplarımızı sıra sıra sunuyoruz. Koyu siyah yazılmış alanlar davacının iddiaları olup , aşağısında açıklamalar bulunmaktadır.
1– Davacı müvekkilimizin Deniz isimli bir şahıs ile kendisini aldattığını , bu durumu davalıya sorduğunu , davalının bunu kabul ettiğini , ilgili duruma ait resimlerin ve mesajlaşmaların olduğunu , ileri ki aşamalarda dosyaya sunacağını beyan etmiştir.
İlgili durum gerçeği yansıtmamakta olup , somut delillere dayanmamaktadır. Davacı taraf ilgili delilleri dosyaya sunduğunda gerekli açıklamalar da bulunulacaktır.
2– Davacı 04.12.2014 tarihinde eve geldiğini , evde sesler duyunca polis çağırdığını , polislerin evin için de Ahmet isimli bir şahsı bulduğunu , müvekkilimizin Ahmet ile birlikte çekilmiş samimi fotoğraflarının olduğunu , bu sebeple müvekkilimizin kendini aldattığına kanaat getirdiğini beyan etmiştir.
Öncelikle davacı tarafın sunduğu tutanakta tarafların İFADELERİNDEN de açıkça görüleceği üzere , ilgili olay bir misafirin eve gelerek kahve içmesinden ibarettir. Evde bulunan şahıs davacının da tanıdığı müvekkilimizin yıllardır arkadaşı olan Ahmet’tir. Olay SABAH saat 10.25 te yaşanmıştır. Davacı taraf Ahmet adlı şahıs ile müvekkilimin öpüşürken resimleri olduğunu iddia etmektedir. Buna katılmak mümkün değildir. Biz ilgili resimlerin mahkemeye sunulmasını istiyoruz. Sunulduğunda ilgili şahsı mahkemede tanık olarak dinletmeye hazırız.
3– Davacı müvekkilimizin 12.09.2016 tarihinde Karadağ adlı ülkeye gittiğini , davacının bundan haberi olmadığını beyan etmiştir.
İlgili duruma da katılmak mümkün değildir. Davacının ilgili durumdan haberi vardır. Müvekkil arkadaşları ile tatile gitmiştir. Davacıda sık sık yurt dışına tek başına tatile gitmektedir. Davacı ilgili tatilden haberi olmadığını beyan etmiş olsa da , müvekkilimin pasaportunu alıp mahkemeye fotokopisini sunan kendisidir. İlgili seyahatten 2 yıldır haberi olmadığını beyan edip , şuan mahkemeye bunu haberim yok diyerek müvekkilimizin aleyhinde kullanmak , abesle iştigaldir.
4– Davacı müvekkilimizin Mehmet ile kendisini aldattığını , müvekkilimizin Mehmet ile saklı vadi isimli sitede müşterek ev tuttuğunu , birlikte yaşadığını ifade etmiştir. İlgili durumun Mersin C. Başsavcılığının 2018/37794 esas sayılı dosyasında sabit olduğunu beyan etmiştir.
İlgili durum yine tüm anlatılanlar gibi gerçeği yansıtmamakta olup , hiçbir somut olguya dayanmamaktadır. İlgili dosya mahkemeye getirtildiğinde ilgili durum ortaya çıkacaktır. İlgili duruma ait cevap haklarımızı saklı tutuyoruz.
5– Davacı yine müvekkilimizin Mehmet isimli şahıs ile cinsel içerikli videolar yayınladığı , bunların Mersin. C. Başsavcılığının 2022/239121 , 2022/242 numaralı ve Mersin 3 Aile Mahkemesinin 2022/215 D.iş sayılı dosyalarında sabit olduğu beyan etmiştir.
Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2018/235 sayılı dosyası, Mersin C. Başsavcılığının 2022/22367 , 2022/3565 sayılı dosyaları Mehmet isimli şahsın müvekkilimizi rahatsız etmesi sonucu müvekkilimizin şikayetçi olup açtığı ceza dosyalarıdır. Dosyanın muhteviyatı ; müvekkilimizin Mehmet isimli şahıstan gelen mesajlar sonrasında müvekkilimizin şikayetçi olması ve aldığı uzaklaştırma kararıdır.
İlgili dosyanın aldatma delili olarak davacı tarafça dosyaya delil olarak sunulması hayatın olayın akışına aykırıdır. Bu dosyalar tam tersine müvekkil lehine birer delildir. Müvekkillimiz evlilik birliği içersin de aldığı mesajlardan rahatsız olup , bir daha kendisine mesaj atılmaması konusunda gerekli tedbirleri almıştır.
6– Davacı son zamanda kısa bir araştırma yaparak müvekkilimizin sosyal medya hesabından Arif isimli şahıs ile resimlerini yakaladığını beyan etmiştir. Ve dosyaya bir takım resimler sunmuştur.
Öncelikle belirtmek isteriz ki , davacı ve davalının şuan ki evliliği her iki tarafında ikinci evlilikleridir. Müvekkilimiz daha önce evli kalmış , boşanmış ve bir süre bekar olarak yaşamıştır. Bekar olarak yaşarken erkek arkadaşları olmuş fakat çeşitli nedenlerden ilgili arkadaşlıklar sonlanmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan resimler sosyal medyadan alınmamıştır. Çünkü sosyal medya halka açık bir alandır. Sosyal medya da davacı ile davalı olağan olarak arkadaştır. Birbirlerinin resimlerini görmektedirler. Müvekkilimizin evlilik süresince böyle bir resmi sosyal medyasında tutması MÜMKÜN DEĞİLDİR. Aksi düşüncede , bu tür resimler varken davacı tarafından ilgili resimlerin görülmemiş olması mantığa aykırıdır.
İlgili resimler evlilik öncesine ait resimler olup , müvekkilin büyük ihtimal bilgisayarı hacklenerek eski tarihli resimler alınmıştır. (Zaten resimlerde tarih yoktur. ) Haricen yapılan araştırmalarda davacının yeni kurulan dedektiflik büroları ile iletişim halinde olduğu bilgisi tarafımıza ulaşmıştır.
Müvekkilin rızası dışında gizlice bilgisayarından alınan resimler hukuka aykırı olup , 6698 sayılı Kişisel Verilen Korunması Kanununa aykırılık teşkil etmektedir. İlgili olaya ilişkin tarafımızca suç duyurusunda bulunulacaktır. İlgili resimler zaten dosyaya sunuluş biçimiyle de hukuka aykırıdır. İlgili resimlerde tarih yoktur. İlgili resimlerin hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmesini talep etmekteyiz.
7– Davacı 27 Nisan 2019 günü müvekkilimizin evi terk ederek , Arif isimli şahıs ile Ankara’ ya gittiğinden bahsetmiştir. Ayrıca bu şahıs ile müvekkilimizin davacıyı aldattığı , bu şahıs ile bir çok telefon görüşmesi olduğunu , tüm bunların aldatmaya dair birer delil olduğundan bahsetmiştir.
Müvekkilimiz Mersin Şehir Hastanesinde sigortalı olarak sterilizasyon uzmanı olarak çalışmaktadır. Arif isimli şahıs ise Biolot Medical şirketinin ortağıdır. Müvekkilimiz ile Arif isimli şahıs sık sık İŞ GEREĞİ bir araya gelmektedir. İlgili şahıs ile müvekkilimizin iş münasebetini davacıda zaten bilmektedir. Mersin Şehir Hastanesi ve Biolot Medical firması arasında bulunan bir iş anlaşması vardır. Bu anlaşmaya binaen müvekkilimiz Arif isimli şahıs ile iş için görüşmektedir. İlgili görüşmeleri aldatmaya delil olarak sunmak , tamamen davacının erkeksi duygular ile olayları yanlış yorumlamasından ibarettir.
İlgili seyahat ise iş gezisi olup 5 kişi olarak ilgili fabrika da yapılmıştır. Her iş gezisinde olduğu gibi gezi sonrasında topluca yemek yenmiştir. İlgili duruma ilişkin sosyal medya da herkese açık olarak paylaşılmış resmi ek 2 de sunuyoruz.
Resimde de görüleceği üzere topluca iş yemeği yenmiştir. Bununla da kalmayıp müvekkilimiz resim çekip , sosyal medya hesabında paylaşmıştır. Müvekkilimizin aldatma kastı olsa , ilgili RESMİ PAYLAŞMAYACAĞI GİZLEYECEĞİ AŞİKARDIR.
8– Davacı dilekçesinde bulunan ek kısmında , müvekkilimizin bir erkeğe itafen fotoğraflı bir günlük yazdığından bahsetmiş , buna ilişkin bir ekran resmi dosyaya sunmuş , bunun yanında bir kaç tane çiçek ile birlikte gelen not dosyaya sunmuştur.
İlgili not ve kağıtlar kesinlikle müvekkilimize ait değildir. Altlarında müvekkilimizin imzası olmayan yazılardan müvekkilimizi sorumlu tutmak hukuka aykırıdır. İlgili deliller kesin delil olmaktan çok uzaktır. İlgili notlar herhangi birinin yolladığı bir çiçekten alınmış notlardır.
C)DAVALI TARAFIN İDDİALARINA KARŞI GENEL NİTELİKTE BEYANLARIMIZ
Davacı taraf davalıya karşı zina , haysiyetsiz hayat sürmek ve şiddetli geçimsizlik sebepleri ile işbu boşanma davasını açmıştır. Davacı yanın tüm delilleri incelendiğinde delillerin hukuka aykırı olarak elde edildiği , hukuka uygun olarak elde edilmiş olsalar bile kesin delil olma niteliğinden çok uzak olduğu görülecektir. Dosya da bulunan mesaj görüntüleri incelendiğinde ekran resimlerinin birçoğunda müvekkilin numarasının gözükmediği görülecektir.
Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre iki şahıs arasında ki mesajların delil olarak kullanabilmesi için ya hukuka uygun yollardan (HTS kaydı gibi ) elde edilmesi gerektiği veyahut görüntülerde telefon numaralarının açık bir şekilde gözükmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya da bulunan görüntüler incelendiğinde telefon numaralarının gözükmediği , mesajı atan ve alan kişinin sadece adı yazıldığı görülecektir. İlgili mesajların kesin delil olma özelliği yoktur çünkü ilgili mesajların sahtesini hazırlamak çok kolaydır. Örneğin telefonunuzda bulunan bir şahsın ismini “Gizem Gel” diye kaydedip , ondan kendi telefonunuza mesaj atıp ekran görüntüsünü aldığınızda , ilgili mesajın Gizem Gel isimli şahıstan geldiği gözükür , fakat numara başkasına aittir.
Bunun yanında yine dosya genelinde davacı tarafça sunulan resimlere baktığımızda , resimlerin hangi medya sistemi üzerinden alındığı gözükmemektedir. Gözükmediği gibi tarihte yoktur. Bu durumda ilgili delillerin kesinliğini şüpheye düşürmektedir.
Müvekkilimin davacıyı aldatması ve haysiyetsiz bir hayat sürmesi mümkün değildir. Davacının dava dilekçesinde ; müvekkilimizin davacıyı dört kere farklı kişilerle farklı zamanlarda aldattığını bunların hepsini yeni öğrendiğini iddia etmiştir. Oysa bu durum bile mantığa aykırıdır. Basit bir mantık önermesiyle ; …davacı ya tüm bu olayları bilmektedir fakat göz yummaktadır yada tüm bu olaylar bir kurgu olduğu ortaya çıkacaktır.
D) VELAYETE İLİŞKİN BEYANLARIMIZ
Davacı dava dilekçesinde müvekkilin müşterek çocuk ile ilgilenmediğini , eve geç geldiğini , davacının çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşıladığını , okula götürdüğünü vb… beyanlarda bulunmuştur. İlgili durum yine gerçeği yansıtmamaktadır.
Müvekkilimiz hayatını tamamen müşterek çocuğa adamış durumdadır. Bilindiği gibi insanlar sosyal medyayı kullanırken hep en mutlu anlarını yansıtmaya çalışmaktadırlar. Ek:3 te müvekkilin Instagram hesabına ait görüntü çıktılarını paylaşıyoruz. İlgili resimler incelendiğinde görülecektir ki ; müvekkilin hayatının her mutlu anında hep oğlu vardır.
Davacının tek hedefi , müşterek çocuğu YURT DIŞINA GÖTÜREREK anne sevgisinden uzak bir şekilde çocuğu kendi memleketinde kendi örf ve adetleri ile büyütmektir. İlgili durum bile davalının Türkiye’yi sevmediğini , Türk örf ve adetlerini benimsemediğinin kanıtıdır. Davacı her ne kadar müşterek çocuk için Paris da bir okul ayarlandığını , çocuğun ingilizce konuştuğunu , çocuğun Paris’e gitmek istediğini söylese de ilgili durum fiziken mümkün değildir. Çünkü müşterek çocuk doğduğu günden itibaren fiilen Türkiye de yaşamaktadır. Türk arkadaşları edinmiş , Türk örf ve adetleri ile büyümüş ve Türkçe konuşmaktadır. Bu yaşta ki bir çocuğun 6 yaşına kadar geldiği yerden alınıp , annesinden ayırarak hiç bilmediği bir ülkeye götürmek çocuğun gelişimi için geriye dönülmeyecek kötü durumlara yol açacaktır.
Zaten Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca da velayet için göz önünde tutulması gereken temel ilke :”çocuğun üstün yararı” olduğu vurgulanmaktadır. “Çocuğun üstün yararını belirlerken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, BOŞANMADA Kİ KUSURLARI , ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur.
(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2018/2890 e. , 2019/4281 k. )
Davacı her ne kadar dava dilekçesinde “…yeter ki çocuğu alayım , çocuğu almak için ne varsa yapalım …. ” mantığı ile hareket etmiş olsa da , müvekkilimiz çocuğun üstün yararını üste tutmaktadır. Şuan huzur da ki dava da iki ayrı ülke vatandaşı olup ortada bir tek müşterek çocuk vardır. Bu çocuk bölünemez bir varlıktır. Ne annesiz ve babasız büyümelidir. Davacı her ne kadar çocuğu ben alıp yurt dışına götürmek istiyorum dese de , mantıklı düşünüldüğünde bunun çocuk için zararlı olacağı aşikardır . Biz bu sebeple çocuğun en azından Türkiye ‘ de kalabilmesi için öncelikle çocuğun geçici velayetinin tarafımıza verilmesini talep etmekteyiz.
Aksi halde davalı çocuğu alıp yurt dışına götürüp annesi ile görüştürmeyecektir. Davalı 2010 dan beri Türkiye de yaşamakta olup iyi bir maaşı ve kurulu düzeni vardır. Müvekkilimiz ise Mersin Şehir Hastanesinde sigortalı olarak çalışmakta olup yeteri kadar maaşı ve kurulu düzeni vardır. Fakat müvekkilimizin yurt dışında barınma ve geçinme şansı yoktur.
Bu nokta da huzurda ki dava da boşanma sonucunda iki seçenek gerçekleşecektir. Bunlardan biri ; velayetin babaya verilmesi sonucu müşterek çocuğun Parise götürülmesi ve annesi ile fiziki imkansızlık sebebiyle görüşememesi ikincisi velayetin davacı anneye verilmesi ve çocuğun Türkiye de kalmasıdır. İlgili durum düşünüldüğünde kanaatimizce müşterek çocuk için en mantıklı karar velayetin davacı anneye verilmesi ve davacı babanın kurulu düzenini bozmayıp çocuğun üstün yararını düşünerek müşterek çocuk için Türkiye de yaşamaya devam etmesidir. Fakat maalesef davacı tarafın dilekçelerinde anlaşılacağı üzere davalının Türkiye de müşterek çocuk ile kalma gibi bir planı yoktur. Hatta davacı anneden habersiz okul hazırlıkları bile yapılmıştır. Davalı tarafın ilgili dilekçelerinden geçici velayet verildiği an müşterek çocuğun davacı dan izinsiz yurt dışına götürüleceği açıktır.
Biz bu sebeple çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurularak geçici ve kalıcı velayetin tarafımıza verilmesini talep etmekteyiz.
Deliller:
Nüfus kayıtları
Sosyal İnceleme Raporu
Tanık listesi
Bilirkişi incelemesi
Yemin
Davalı tarafın doğum tarihinde yurt dışı giriş çıkışları
Ekte sunulan sosyal medya çıktıları
Ve diğer sair tüm deliller
Hukuki Nedenler:
4721 sayılı kanun m. 162,166, 169, 174, 175, 184, 182
4787 sayılı kanun m. 4
6100 sayılı kanun m. 240,266 334-340
Sonuç ve İstem:
Yukarıda açıklanan sebeplerle ve mahkemenizce takdir edilecek nedenlerle
Müşterek çocuğun geçici ve kalıcı velayetinin ivedi olarak davacı anneye verilmesine ,
Davacı ve davalının BOŞANMALARINA karar verilmesine ,
Davacı lehine aylık 5.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine , dava sonunda yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesine ,
Müşterek çocuğa okul ve bakım giderleri için 10.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine , dava sonunda iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesine,
Boşanma sebebiyle müvekkilimin uğradığı manevi zarar dikkate alınarak 200.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkilime verilmesine
Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini mahkemenizden saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Ek:1 Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2011/5528 esas , 2012/2475 sayılı kararı
Ek:2 Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2018/2890 e. , 2019/4281 k.
Ek:3 Ankara İş Seyahatine İlişkin Sosyal Medya Resmi
Ek:4 Davalıya ait Instagram resimleri
Davalı Vekili
Av. xxx xxx