Aşağıda eski hale getirme talebi dilekçe örneğini paylaşıyoruz.
Sayfa İçeriği
Eski Hale Getirme Nasıl Yapılır?
Eski hale getirme Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 41 ve 42 de yer almaktadır. İlgili kanun hükmüne göre bir süreyi kusuru olmaksızın geçirmiş olan kişi engelin kalkmasından itibaren 7 gün içinde ilgili mahkemeye yapılacak olan yazılı bir başvuru ile eski hale getirmeyi talep edebilmektedir. Bu başvuruda kullanılan dilekçe eski hala getirme dilekçesidir. İlgili dilekçenin kabul edilmesi halinde kişinin kaçırdığı itiraz etme hakkı yeniden kişiye tanımlanacaktır. Burada önemli olan husus kanuni süreyi kaçırmakta kişinin kusurunun olmadığını kanıtlamasıdır. Kişi bu ispat kuralını yerine getirmediği taktirde kişiye tekrardan yeni süre verilmeyecektir.
Eski Hale Getirme Talebi Dilekçe Örneği
X 2.ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO:
SANIK:
VEKİLİ: AV. xx xxx
KONU: Eski hale getirme talebimizi içerir dilekçe ile, talebimizin kabulü halinde istinaf dilekçemizin sunulması hakkındadır.
AÇIKLAMALAR:
1- Davalı müvekkil hakkında Sayın mahkemenizce yürütülmekte olan kovuşturma neticesinde hizmet görevinin kötüye kullanmak suçundan hüküm verilmiş olup gerekçeli kararın usulsüz olarak tebliğ yapılması sebebiyle, istinaf hakkı kullanılamadan müvekkil aleyhinde kesinleşmiştir.
2- Mahkemeniz tarafından verilen karar müvekkilime tefhim edilmediği gibi gerekçeli karar da usulsüz ve yasaya aykırı bir tebliğ edilmiştir. Şöyle ki;
Sayın mahkemeniz gerekçeli kararı madde 35’e göre direkt tebliğ etmiştir. Tebligat Kanunu madde 35 asıl tebligat yolu olmayıp, istisna tebligat yöntemidir ve belirli şartlara tabiidir. İlgili kanun maddesine göre ve Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2013/12526 E. 2013/18570 K. sayılı kararına göre madde 35’e göre tebliğ şartları şu şekildedir :
-Usulüne uygun yapılmış bir tebligatın olması,-Adres değişikliği olduğu halde dosyaya bildirilmemiş olması,-Veya adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi tespit edilemiyor olması gerekmektedir.
İlgili dosya da , müvekkilime usulüne uygun bir tane bile tebligat yapılmamıştır. Müvekkilimin adres değişikliği de olmamıştır. Dosyada mevcut olan adreste müvekkilim ikamet etmemiştir. İlgili adres müştekinin adresi ile AYNI OLUP MÜŞTEKİ TARAFINDAN DOSYAYA SUNULMUŞTUR.
Ayrıca yine ilgili kanun maddesine göre, madde 35′ e direkt tebliğ çıkartılması için tespit edilen adres ile bilinen adres aynı olması gerekmektedir. Aynı değil ise, öncelikle normal, daha sonra madde 35’e göre tebliğ çıkartılmalıdır.
3- Tebligat kanunu madde 35’e göre yapılan tebligat biran için geçerli olarak kabul etsek bile, Tebligat Memuru usulen hata yapmıştır.
T.C. YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2002/1552 K. 2002/3218 T. 12.3.2002 sayılı kararında ;
“… Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin değişik 1. fıkrasında da, ” muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinme halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir” diyerek tebligatın gönderildiği kişinin eğer komşusuna ulaşılırsa, posta memurunun şahsın adreste bulunmama sebebini öğrenmesi gerektiğini ve sebebini tebligata şerh düşmesi gerektiğini belirmiştir.
İlgili tebligatta ise, komşu imzası alınmış, fakat müvekkilimin adreste bulunmama sebebi sorulmamıştır. Zaten ilgili adreste müvekkilim hiç bulunmamıştır. İlgili adres müştekinin adresidir.
4- Son olarak soruşturma aşamasında müvekkilden hakkında yürütülen soruşturma hakkında bilgi vermesi istenilmiş ve Ottawa büyükelçiliğinin istinabesi sayesinde sorgusu yapılmıştır. Savunmasının alındığı yurt dışı lokasyonundan da anlaşılacağı üzere bilinen yerleşim adresi Ottawadır. Mahkemece verilmiş olan kararın tebliğinin dış temsilcilik vasıtası ile sorgusunun alındığı bilinen son adresine yapılması gerekmekteydi. Bu tebliğin müvekkilin yurt dışı ikametine yapılmamış olması, müvekkilin kararı öğrenmesini imkansızlaştırmıştır. Bu imkansızlık sebebiyle de Müvekkil ilgili kararın istinaf süresini kaçırmıştır ve hak kaybına uğramıştır.
5- Müvekkil hakkında verilen kararı 01.10.2018 tarihinde şans eseri öğrenmiştir. Talebimizin kabulü halinde dosyanın istinaf mahkemesinde bozulacağı muhtemeldir. Çünkü yapılan yargılamada müvekkilin savunma hakkı ve adil yargılanma hakları da zedelendi. Dosyada müvekkilimin savunması alınmamıştır, savunması alınmadığı gibi duruşmalar usulüne uygun olarak haber verilmemiştir. Yargılama müvekkilin yokluğunda yapılmıştır. Talebimizin reddi halinde, müvekkil özgürlük bağlayıcı ceza ile karşı karşıya kalacaktır.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, Müvekkile yapılan tebligatın Tebligat Kanunu uyarınca geçersiz olması sebebiyle “Eski hale getirme” talebimizin kabulünü,
-Kabule bağlı olarak istinaf başvuru başlangıç süresini 01.10.2018 olarak kabul edilmesini,
-Bu kabule bağlı olarak, dilekçemizin ekinde sunduğumuz “İSTİNAF DİLEKÇEMİZİN Adana ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesine gönderilmesini vekaleten arz ve talep ederim.05.10.2022
ek:1 Gerekçeli Temyiz Dilekçemiz
Av. xx xx
Sanık Vekili