İkinci Cevap Dilekçesi Örneği dilekçeler aşamasının son aşamasıdır.
Sayfa İçeriği
İkinci Cevap Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
Hukuk davalarında 4 adet dilekçe bulunmaktadır. Bunlar Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesidir. Cevaba cevap dilekçesi örneği için makalemizi ziyaret edebilirsiniz. Bugün ki yazımızda İkinci Cevap Dilekçesi Örneği paylaşacağız.
Hukuk davalarında cevaba cevap dilekçesi hazırlarken muhakkak hangi iddiaların hangi deliller ve vakıalarla çürütüleceği belirlenmelidir. İkinci cevap dilekçesi okunması rahat, az yazı ile çok bilginin aktarıldığı az ve öz bir dilekçe olmalıdır.
Bilgiler doğrudan dolaylı anlatımlardan uzak bir şekilde hakime aktarılmalıdır. İkinci cevap dilekçesi hazırlanırken cevap dilekçesi ile pek tabi ki tekrara düşmek mümkündür. İkinci cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava da açmak mümkündür. İkinci cevap dilekçesi ile karşı dava açmak isteyen taraf karşı dava dilekçesini ikinci cevap dilekçesine eklemelidir. İkinci cevap dilekçesi verildikten sonra dilekçeler aşaması tamamlandığından hakim ilk müsait güne duruşma vermektedir. Yani ikinci cevap dilekçesinin verilmesi ile duruşmalar aşaması başlamaktadır.

İkinci Cevap Dilekçesi Örneği
T.C MERSİN AİLE MAHKEMESİNE
Hastaneye Sevk Taleplidir.
DOSYA NO:
İKİNCİ CEVAP DİLEKÇESİ
VEREN DAVALI-
KARŞI DAVACI:
VEKİLİ : Av. xx xxx
(Adres Antettedir.)
DAVACI –
KARŞI DAVALI:
VEKİLİ:
KONU: Asıl davaya karşı ikinci cevap dilekçemiz, karşı davaya karşı cevaba cevap dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR:
Davacı- karşı davalının cevaba cevaplarına karşı ikinci cevap dilekçemizi ve karşı davamızın cevaba cevap dilekçesini sunuyoruz. Şöyle ki;
ASIL DAVAYA KARŞI İKİNCİ CEVAPLARIMIZ:
1-) Tarafların son defa altı aydan beri oturduğu yer Mersin’dir. Davacı ikametgahının Sakarya’da olduğunu beyan etmektedir. Fakat ikametgahını gösterir bir belge sunmamıştır. Yetkili mahkeme Mersin mahkemesidir.
2-) Cevap dilekçemizde belirttiğimiz üzere davacı- karşı davalı önceki evliliğini ve çocuğunu müvekkilimden son ana kadar gizlemiştir. Ancak iddet dönemi kaldırılmadan taraflar evlenemeyeceği için son çare olarak müvekkilime söylemiştir. Daha sonra ettiği tehditler ve müvekkilime vicdan yaptırması üzerine müvekkilim davacı – karşı davalı ile evlenme fikrinden vazgeçememiştir.
3-) Davacı- karşı davalı, müvekkilimin evlendikten sonra annesiyle birlikte yaşadığını, tarafların bir özel hayatı olmadığını, ortak bir eğlenceleri olmadığını iddia etmiştir. Müvekkilimin davacı- karşı davalının evden çıkmasına müsaade etmediğini beyan etmektedir. Ancak bu beyanlar gerçeğe aykırı beyanlardır. Davacı- karşı davalı istediği her zaman dışarı çıkmış, müvekkilim tarafından hiçbir zaman kısıtlanmamıştır. Tarafların ortak bir eğlencesi olmadığı hususu doğrudur, ancak bunun müsebbibi davacı- karşı davalıdır. Müvekkilimi hiçbir zaman sevmemiş, onu bir ticari koz olarak görmüştür.
4-) Müvekkilim, davacı- karşı davalının iddia ettiği gibi sürekli iş değiştirmemiştir. Evine maddi olarak gelir getirebilmek için her zaman elinden gelenin fazlasını yapmıştır. Davacı- karşı davalı ev hanımıdır. Zira müvekkilimin iddia edildiği gibi eve maddi destek sağlamaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkilim şu an da güvenlik görevlisi olarak çalışmaya devam etmektedir. Şu an yalnız yaşamasına rağmen çalışmaya devam eden müvekkilimin evli olduğu sürede çalışmadığını, eve maddi gelir sağlamadığını iddia etmek mantığa aykırıdır.
5-) Davacı- karşı davalı müvekkilime “Çocuğumu getirmezsen seninle cinsel bağ kurmam, sen nasıl erkeksin, sen ne kadar korkak bir adamsın” gibi ifadelerle müvekkilimi tehdit etmiştir. Önceki evliliğinden olan kızını yanına alması için müvekkilime baskı kurmuştur. Onun gururunu zedeleyici ifadelerde bulunmuştur.
6-) Davacı- karşı davalı, hamile olduktan sonra müvekkilimin doktor masraflarını karşılamadığını iddia etmiştir. Müvekkilim davacı- karşı davalının hastane masraflarını her zaman karşılamış, doktor kontrollerini aksatmamıştır. Ancak evlilik birliklerinin tamamen bozulması ve tarafların ayrı yaşamaya başlamalarından ötürü iletişimleri tamamen kesilmiştir. Müvekkilim bebeği doğduktan sonra velayetini talep etmektedir. Yeni doğan bebeğin hem maddi hem manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamaya hazırdır. Zira davacı- karşı davalı çocuğunun velayetini talep etmemektedir. Çocuk doğduktan sonra babasının velayetini istememesi durumunda devlet gözetimine bırakılmasını talep etmiştir. Müvekkilim çocuğunun velayetini istemektedir. Müvekkilim bebeğinin ne anne karnındaki ne de doğduktan sonraki hiçbir sorumluluğundan kaçmamaktadır. Sorumluluktan kaçan tarafın davacı- karşı davalı olduğu açıktır.
7-) Müvekkilim davacı-karşı davalıya karşı hiçbir zaman şiddet uygulamamış, zorla beraber olmaya çalışmamıştır. Bu ispattan yoksun iddiaların tamamı müvekkilim ve ailesi için oldukça yıpratıcı olmuştur. Davacı-karşı davalı ne yazık ki yaşadığı evlilikleri ve dünyaya getirdiği ve getireceği çocuklarını bir ticari koz olarak kullanmaktadır. Müvekkilime yöneltilen bütün iddiaları kabul etmiyoruz.
KARŞI DAVAMIZIN CEVABA CEVABIMIZ:
1-) Davacı- karşı davalının karşı davamızda sunduğu beyanlarına ilişkin cevaba cevap veriyoruz.
2-) Öncelikle dava dilekçemizdeki hususları tekrar ediyoruz. Bunun yanında davacı- karşı davalı müvekkilimin kendisi ile zorla birlikte olduğunu, müvekkilimin kendisine sıklıkla fiziksel şiddet uyguladığını iddia etmektedir. Lakin dava dilekçesi ekinde sunduğu şikayet dilekçesinde de iç beden muayenesinden kaçındığı görülmektedir. Yine elinde herhangi bir darp raporu bulunmamaktadır. Davacı- karşı davalının tek niyeti iftira atıp müvekkilimden para koparmak olduğu açıktır. Bu konuda müvekkilimin ablası da tanıklık yapacaktır. Bu yapılan iftira ve şantaj evlilik birliğini temelinden sarsmıştır.
3-) Davacı- karşı davalının bir diğer iddiası da psikoljik şiddete maruz kaldığı ve müvekkilim tarafından kendisine hakaretler edildiği iddiasıdır. Bu iddialar mesnetsizdir. Dayanaktan yoksundur. Davacı- karşı davalı evliliği boyunca planlı hareket etmiş, müvekkilimi sıklıkla bu planlarını harekete geçirmekle tehdit etmiştir. Tıpkı önceki evliliğinde olduğu gibi eşini şikayet etmiş, eğer müvekkilim kendisinin isteklerini yerine getirirse şikayetini geri alacağını beyan etmiştir. Davacı- karşı davalı yaşadığı evliliklerini koz olarak kullanmayı alışkanlık haline getirmiştir. Büyük umutlarla evlenen ve kucağına bebeğini almayı bekleyen müvekkilim yaşadığı ağır ve haksız ithamlar ve iftiralar karşısında manen çok fazla yıpranmıştır.
4-) Davacı-karşı davalı ayrıca bir önceki evliliğinden olan çocuğuna da aynı muameleyi yapmıştır. Diğer evliliğinden olma Gönül isimli kızını da davacı-karşı davalı ortada bırakmıştır. Bu çocuktan da müvekkilim evlendikten sonra haberi olmuştur.
5-) Müvekkilim yaşanan tüm bu olayların neticesinde artık evliliğine devam etmek istememektedir. Tarafların evlilikleri sadece hukuken devam etmekte olup fiili birliktelikleri kalmamıştır. Aralarında tekrar karı- koca ilişkisi kurulması mümkün değildir. Evlilik birliktelikleri temelinden sarsılmıştır.
VELAYETE İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:
1-) Davacı-karşı davalı annelik duygusuna sahip değildir. Anneliğin manevi sorumluklarını taşıyamamaktadır. Önceki evliliğinden olan çocuğunun velayetini istememiş, çocuğunu yurda bırakmıştır. Önceki evliliğinden olan çocuğunun bakım ve gözetimi ile ilgilenmemiştir.
2-) Henüz dünyaya getirmediği bebeğine doğduktan sonra çöpe atmakla müvekkilimi tehdit etmektedir. Gerek gösterdiği histerik davranışlar, gerek annelik duygusundan yoksun olması bebek açısından tehlike arz etmektedir. Müvekkilim henüz doğmamış çocuğu için oldukça endişeye kapılmaktadır.
3-) Tüm bu sebeplerle dünyaya henüz gelmemiş müşterek çocuğun doğduktan sonra velayetinin babaya verilmesi hayati önem taşımaktadır. Arz ve izah ettiğimiz bu nedenlerle müşterek bebeğin doğduktan sonra velayetinin babasına bırakılmasını talep ediyoruz.
DOĞUMA YÖNELİK BEYANLARIMIZ:
1-) Yukarıda kısaca açıkladığı üzere, davacı-karşı davalı doğacak müşterek çocuğu istememekte ve müvekkilimi tehdit etmektedir. Doğacak müşterek çocuğun hayatı tehlikededir. Davacı- karşı davalının doğum masraflarını karşılayacak durumu da yoktur. Medeni kanun Madde 169 ; “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” şeklindedir.
Medeni Kanun 169 uyarınca ara karar verilmesini, ara karar uyarınca davalı-karşı davacının doğum yapabilmesi için Mersin Devlet Hastanesine sevkinin sağlanmasını, refakatçi olarak davalı-karşı davalı müvekkilimin tayin edilmesini arz ve talep etmekteyiz.
NAFAKAYA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:
1-) Müşterek çocuğun bakım ve barınma giderleri için 2.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, dava sonunda iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesini arz ve talep ediyoruz.
MADDİ VE MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:
1-) Davacı karşı davalının yukarıda açıklanan kusurlu davranışları sebeplerle evlilik birliği temelinden sarsılmış, müvekkilimin onur ve haysiyeti ağır bir şekilde zedelenmiştir. Bu nedenlerle müvekkilim lehine 100.000,00 TL maddi tazminat, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkilimize ödenmesinin hüküm altına alınmasını talep etmekteyiz.
HUKUKİ DELİLLER:Nüfus kayıtları,Sosyal inceleme raporu,Tanık anlatımları,Bilirkişi incelemesi,Yeminve diğer tüm sair yasal deliller.
HUKUKİ NEDENLER:
4721 S. K. m. 4, 166, 168, 169, 174, 175, 182,
4787 S. K. m. 4, 6098 S. K. m. 49, 50, 51, 52,
6100 S. K. m. 240, 266 ve tüm sair yasal mevzuat.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz nedenlerle;
1-) Müvekkil aleyhinde açılan davanın REDDİNE;
2-) Arz ve izah edilen sebepler ve sunulacak olan deliller vasıtasıyla kanıtlanacak davamızın KABULÜNE,
3-) Davacının doğum yapabilmesi için Mersin Devlet Hastanesine sevkinin sağlanmasına, refakatçi olarak davalı-karşı davalı müvekkilimin tayin edilmesine,
4-) Henüz Dünyaya Gelmeyen Bebeğin Doğduktan Sonra VELAYETİNİN MÜVEKKİLİMİZE VERİLMESİNE,
5-) Müşterek çocuk için aylık 2.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine , dava sonunda iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesine,
6-) Müvekkilimiz lehine 100.000 Türk Lirası Maddi ve 100.000 Türk Lirası Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
7-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla ve vekaleten arz ve talep ederiz.27.10.2023
Davalı- Karşı Davacı Vekili
xxx xxx