Hatalı Tıbbi Müdahaleden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Dava Dilekçesi Örneği

Aşağıda hatalı tıbbi müdahaleden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat dava dilekçesi örneğini paylaşıyoruz. İlgili dilekçe hukuk yargılaması için olup ceza yargılaması için gerekli hatalı tıbbi müdahale nedeniyle yaralama suçu savcılık suç duyurusu örneği için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Hatalı Tıbbi Müdahale Nedeniyle Tazminat Davası Nasıl Açılır?

Estetik müdahaleler kanunlar uyarınca eser sözleşmesi sayılmakta olup yüklenici yani doktor işin sonunda yaptığı için sonucunu garanti etmektedir. Bu noktada hatalı tıbbi müdahale sebebiyle eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları diğer malpraktis davalarından ayrılmaktadır. Malpraktis yani doktor hatası davaları özel hukuk alanları olup muhakkak konusunda uzman bir doktor mersin malpraktis yani doktor hatası avukatından destek alınması gerekmektedir. Hukuk büromuz yıllardır kazandığı tecrübe ile hatalı tıbbi müdahaleye dayalı maddi ve manevi tazminat davalarında uzmandır.

Hatalı Tıbbi Müdahaleden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Dava Dilekçesi Örneği

T.C. MERSİN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

DAVACI :

ADRESİ :

VEKİLİ : Av. Ceyhun GÜVEL & Av. Tunç Sudi TOL

ADRESİ : Adres antettedir.

DAVALILAR :

KONU : Hatalı Tıbbi Müdahale Sebebiyle Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat

DAVA DEĞERİ : 100 TL Maddi Tazminat (Fazlaya İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla) ve 200.000 Türk Lirası Manevi Tazminat

AÇIKLAMALAR :

1-) Müvekkilim, ……. San. Ve Tic. A.Ş Özel Mersin Akademi Hastanesi bünyesinde hizmet vermekte olan Estetik Cerrah ………. ile Liposuction (Bölgesel Yağ Aldırma) hizmeti konusunda 17.000 Türk Lirası ücret üzerinde anlaşarak bir eser sözleşmesi akdetmiştir.

2-) Üzerinde anlaşma sağlanan Yağ Aldırma Operasyonu neticesinde Plastik Cerrah ……. müvekkilimin bacak bölgesinde belirlenen bölgelerden yağ alarak yeni bir görünüm kazandıracağını belirtmiş ve bir eser sözleşmesinin borçlu tarafı olmuştur. Fakat ne yazık ki mevzu bahis estetik operasyon Plastik Cerrah ……..’ın mesleki ilgisizliği, özensizliği, ihmalkar davranışları sebebiyle müvekkilimin bedeninde kalıcı hasarlar meydana getirecek sonuçlar yaratmıştır.

3-) Müvekkilim oldukça sancılı bir iyileşme dönemi geçirmiş, doktoru tarafından önerilen tedavi sürecine harfen uymuş, diyet ve spor yapmış olmasına rağmen operasyonun üzerinden tam 1.5 yıl geçmesine rağmen bacak bölgesinde kendisine taahhüt edilen bir yana oldukça vahim ve estetik açıdan facia sayılabilecek bir görüntüye kavuşmuştur. Ek:1 de müvekkilin fotoğraflarını paylaşıyoruz.

4-) Müvekkilim bu ameliyat sonrasında 2 hafta ağrı ve acıdan uyuyamamış, bandajların çıkarılacağı gün tekrar Davalı hastaneye girmiştir. Ameliyatı gerçekleştiren diğer Davalı …….. bandajları aldıktan sonra Müvekkilim’e kulakları bastıran saç bandajı satmış, bu bandajı Müvekkilim’e hiç çıkartmadan aylarca kullandırmıştır.

5-) Fakat ameliyattan aylar geçmesine rağmen Müvekkilimin kulağında iltihap azalması gerekirken gün geçtikçe artmış, her geçen gün ameliyat olan kulak dikiş atmaya başlamıştır. Müvekkilim yine Davalı Davalı ……..e şikayetleri nedeni ile gitmiş, Davalı Dr. Müvekkilimin kulağındaki dikişleri sökerken yanlış dikişi almış ve Müvekkilimin kulağı açılmış ve eski halinden daha kötü bir hal almıştır.

6-) Müvekkilim bu olay nedeni ile tekrar ameliyat için randevu almış ve 05.05.2015 tarihinde lokal anestezi ile sol kulağı tekrar dikilmiş ve Müvekkilim yine ağrılı ve sancılı ameliyat sonrası dönemi tekrar yaşamak zorunda kalmıştır. Süreç bu şekilde ilerlerken Müvekkilin’in iki kulağımda da iltihaplar artmış ve kulaklar her geçen gün dikiş atmaya devam etmiştir. Özellikle Müvekkilim’in sol kulağım bakılamaz hale gelmiştir.

7-)Müvekkilim tekrar tekrar Davalı hastaneye gitmiş ve neticesinde başka bir doktorun durumu fark etmesiyle acilen durum Davalı Davalı Dr………’e bildirilmiştir. Davalı Dr. Yaptığı yanlış uygulamanın farkına varmış ve Müvekkilim’e şikayette bulunmaması için telkinde bulunmuş, o dönem iş arayışında olan Müvekkilim’e özgeçmişini hastane bırakmasını, kendisine yardımcı olabileceğini iletmiştir. O gün ve sonrasında Müvekkilim sürekli dikiş ve iltihap temizletmek için Davalı hastaneye gidip gelmiştir.

😎 Ancak Müvekkilim 2015 Kasım ayında yine dikiş aldırmaya Davalı hastaneye gittikten sonra bir ay içinde tekrardan dikişler açılmaya ve ameliyat olan kulak açık yara halinde eski hale gelmeye başlamıştır. Müvekkilim aylarca Davalı doktora ulaşmaya çalıştığında her seferinde hastane olmadığı ya da ameliyatta olduğu söylenmiş, geri dönüş de sağlanmamıştır. Bunun üzerine ağrı ve acıya dayanamayan Müvekkilim Davalı Hastane Başhekim Yardımcısı Op. Dr. ……..ile görüşmüş, bu kişi Davalı doktorun geri dönüş yapacağını söylemişse de Müvekkilim’e geri dönüş sağlanmamıştır. Bunun üzerine Müvekkilim başka bir doktordan ameliyat olan kulakları ile ilgili görüş almış, kulakların içinin kanadığı ve hatalı uygulama nedeni ile kulak içlerinin hala dikiş dolu olduğu, gün aşırı hastane ya da sağlık merkezine giderek kontrol altında tutulması gerektiği söylenmiştir. Bunun üzerine tekrar Davalı Hastane Başhekim Yardımcısı Op. Dr. ……… ile görüşülmüş ancak Müvekkilim’e yardımcı olamayacakları iletilmiştir.

9-) Ameliyatın yapıldığı tarihten bugüne kadar Müvekkilim’in kulakları düzelmemiş, aksine işbu davanın açıldığı gün bile kanama şikâyetleri devam etmektedir.

Yaklaşık bir buçuk senen önce yapılan bu ameliyat nedeni ile Davalılar birlikte sorumludur. Yargıtay’ın yerleşmiş düşüncesine göre de bu husus sabittir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No: 2942 Karar No: 6736 Karar Tarihi: 15.05.2007 olan ilamında,

“….Doktor, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığının özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılmak ve en emin yol seçilmelidir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören doktor olan vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK’nın 394/1 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır…” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 06.07.2006, E.2006/5518 K.2006/11185 (İBD. 2007/2-840) olan ilamında

“…Hastane ve çalıştırdığı elemanın tedavi sırasındaki kusurları sebebiyle oluşan zararın giderilmesi vekâlet sözleşmesine dayandırılır. Vekilin sorumluluğu işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlı olup, işçi gibi özenle davranmak yükümlülüğü bulunan vekil en hafif kusurundan bile sorumludur…” şeklinde,Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 13.HD.26.10.2004, E.2004/6493 K.2004/15431 olan ilamında“..Davalı sağlık hizmetleri ile hasta arasındaki hukuki ilişki vekâlet ilişkisi olup, vekil görevini yaparken en hafif kusurunun bulunması durumunda dahi meydana gelen zarardan kusuru oranında değil, tamamıyla kusurludur…” şeklinde belirtilmiştir.

Davalı Doktor, hastasının zarar görmemesi için mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir biçimde almak ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak zorundadır. Ancak yapılan ikinci ameliyat esnasında ikrar edildiği üzere, gerçekleşen ameliyat hatalı olup, Müvekkilim bu hatalı ameliyat neticesinde hala sağlığına kavuşamamış, ameliyatlı kulakları hala kanamakta ve Müvekkilim sol kulağının üzerine yatamamaktadır. Müvekkilim bu hatalı ameliyat neticesinde defalarca Davalı hastaneye gidip gelmek zorunda kalmış, karşısında muhatap bulamamıştır.

Bu açıklamalar ışığında, yaşanan üzüntü, görüntü bozukluğu ve acıya karşılık 5.000 TL manevi tazminatın, yapılan yol, ilaç, tedavi ve yeniden ameliyat masrafı belirli olmadığından fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 100 TL maddi tazminatın ameliyat tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak Müvekkillim’e verilmesi için, vekâlet sözleşmesine uygulanan zamanaşımı süresi nedeni ile 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde ve şube işleminden dolayı şubenin bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceğinden Sayın Mahkemenizde işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : TBK, HMK, İlgili Mevzuat.

DELİLLER : 1)Müvekkilime ait tüm hastane kayıtları (celbini talep ederiz)2) Müvekkilimin kullandığı ilaçlar ve muayene geçmişi (SGK’dan ve ilgili davalıdan sorulmasını talep ederiz)3)Adli Tıp Raporları4)Tanık (Müvekkilimin iki ameliyat ve devam eden tedavi süreci ve bu süreçte yaşadığı sıkıntılar hakkında tanık dinletilecektir)5)Bilirkişi incelemesi6)Yemin7)Yargıtay içtihatları.8)Her türlü yasal delil9)Karşı delil bildirme hakkımız saklıdır

SONUÇ VE İSTEM :

Haklı davamızın kabulü ile 200.000 TL manevi, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik 100 TL maddi tazminatın ameliyat tarihi olan 08.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini Müvekkillerim adına talep ederim. Saygılarımızla. 13.11.2020

Ekler: Müvekkile ait fotoğraflar

Davacı Vekili

Av. Ceyhun GÜVEL

Yorum yapın

Open chat
Merhaba 👋
Size yardımcı olabilir miyiz?
Hemen Ara