İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Dava Dilekçesi Örneği; Türk Borçlar Kanunu 350. ve 351. madde uyarınca kanunlarımızda hüküm altına alınmıştır. “Kiracı, kira sözleşmesini aşağıdaki durumlarda sona erdirebilir:
- Kiralananı kendisi, eşi, çocukları, ebeveynleri veya diğer yasal olarak bakmakla yükümlü olduğu kişiler için konut ya da iş yeri ihtiyacı nedeniyle kullanmak zorundaysa,
- Kiralananın yeniden inşa edilmesi, genişletilmesi, ciddi onarımlarının yapılması veya değiştirilmesi gerekiyorsa ve bu çalışmalar sırasında kiralanmış mülkün kullanımı mümkün değilse.
Belirli süreli sözleşmelerde, sözleşme süresi sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde ise genel kira hükümlerine uygun olarak fesih süresine ve fesih bildirim süresine uygun olarak, bir ay içinde dava açarak kira sözleşmesini sona erdirebilir.
Sayfa İçeriği
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Nasıl Açılır?
Kiralanmış mülkü sonradan edinen kişi, eğer kendisi, eşi, çocukları, ebeveynleri veya yasal olarak bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya iş yeri gereksinimi varsa, edinme tarihinden itibaren altı ay içinde kiracıya yazılı bildirimde bulunarak, bir ay sonra dava açarak kira sözleşmesini sona erdirebilir.
Sonradan mülkiyeti devralan kişi, gereksinim nedeniyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını ayrıca kullanmak istiyorsa, sözleşme süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde dava açarak bu hakkını kullanabilir. İhtiyaç sebebiyle tahliye davasında en karıştırılan husus; belirli süreli sözleşmelere ilişkin hükümler mi yoksa belirsiz süreli sözleşmeye ilişkin hükümler mi uygulanacağıdır. Burada önemli olan husus 1 yıllık kiraların 1 yılı geçtikten sonra belirsiz süreliye dönüp dönmediğine ilişkindir. Konut ve çatılı işyeri kiralarında 1 yıllık kontrat otomatik yenilendiği taktirde kontrat 1 yıl süreyle uzamış sayılır yani belirli süreli sözleşme olma özelliğini korur. Diğer kira kontratları ise 1 yıl geçip yenilendikten sonra artık belirli süreli sözleşmeden belirsiz süreli sözleşmeye dönmektedir. Ayrıca bir diğer husus; belirli süreli kira sözleşmelerinde ihtiyaç sebebiyle taşınmazın tahliyesi ihtarname örneği göndermeye gerek olmayışıdır. Bu noktada sözleşmenin cinsine dikkat edilmeli ve ona göre hükümler uygulanmalıdır.
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Dava Dilekçesi Örneği
MERSİN NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ>SAYIN HAKİMLİĞİ’NE>
DAVACl :
VEKİLİ: Av. xxx xxx
DAVALI:
KONU: Gereksinim sebebiyle TBK m. 350 uyarınca taşınmazın tahliyesi talebimizi içerir dava dilekçemizdir.
HARCA ESAS
DEĞER:31.200-TL ( bir yıllık kira bedeli)
AÇIKLAMALAR:
1-) Müvekkil ile davalı arasında ” Hamidiye Mah. 333 Sk. No:51/1 Mavi Apt. Akdeniz/ Mersin ” adresinde mukim, davaya konu taşınmazın konut olarak kiralanmasına ilişkin 20/02/2022 başlangıç tarihli kira sözleşmesi akdedilmiştir. Güncel kira bedeli aylık 5.600-TL’dir. (EK-1: Kira Sözleşmesi ve Tapu Kaydı).
Müvekkil ise “Merkez Mah.131313 Sk. No:3 /1Mezitli/ Mersin” adresinde eşi ve oğlu ile birlikte ikamet etmektedir. Müvekkilin oğlu 36 yaşında olup sözlüdür. Yakın bir zamanda evlenecek olan oğlu için söz konusu taşınmaza ihtiyaç duyan müvekkilim, 03/04/2023 tarihli Mersin 17. Noterliğinin 02424 yevmiye numaralı ihbarnamesi ile kira dönemi sonu olan 20/06/2023 tarihinden itibaren kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği ve en geç sözleşme bitim tarihi olan 20/06/2023 tarihinde zorunlu ve sürekli konut ihtiyacı sebebiyle taşınmazın tahliye edilmesini istemiştir. Söz konusu ihbarnameye cevap vermeyen ve evi tahliye etmeyen davalı sebebiyle müvekkilin işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur.
2-) TBK m.350 hükmü uyarınca “Kiraya veren, kira sözleşmesini; 1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, 2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli sürel”Kiraya veren, kira sözleşmesini; 1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, 2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir” denilmiş ve madde hükmü ile gereksinim halinde kanunda öngörülen sürelere uyulması halinde kiraya veren açacağı dava ile kira sözleşmesini sona erdirebileceği belirtilmiştir.
Söz konusu sürelere ilişkin yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; Konut ya da çatılı iş yeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse, 6098 sayılı TBK’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davasını belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açabileceği düzenlemesine göre; dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/11769 E., 08.05.2018 T., 2018/4804 K. Sayılı ilamında; ” Somut olayda; önceki malik ile davalı arasında 01.01.2014 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, dava dilekçesinde TBK’nun 350. maddesine dayanarak ihtiyaç sebebi ile tahliye isteminde bulunmuştur. Aynı kanun’un aynı maddenin son fıkrası gereğince belirli süreli sözleşmelerde sözleşmenin sonunda bir ay içinde sözleşmeye dayanarak ihtiyaç nedeni ile tahliye davası açılabileceği düzenlenmiştir. Davacı, önceki malik ile davalı arasında imzalanan 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre davasını 15.01.2016 tarihinde bir aylık süre içerisinde açtığından dava süresinde olup, davanın esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. “
Yukarıda izah ettiğimiz üzere davacı müvekkilin oğlu için konut gereksinimi sebebiyle kiralananı kullanma zorunluluğu ortaya çıkmış ve kanun maddesinden de anlaşıldığı üzere kanun koyucu bu durumda kiralananın gereksinim sebebiyle tahliyesi için sürelere uyulması akabinde dava açma hakkını müvekkile vermiştir.
Bununla birlikte Yargıtay ihtiyaç nedenine dayanılarak açılacak tahliye davalarında ihtiyacın samimi ve zorunlu olmasını şart olarak aramış, kiraya veren için ihtiyaç iddiasının ispatlanması halinde tahliyeye karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5188E., 12.10.2017 T., 2017/13804 K. Sayılı ilamında; “İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. ….Davacının eşinin halen 4 numaralı dairede etüt merkezi işlettiği ve 4 numaralı dairenin üçüncü kişi tarafından satın alındığı anlaşılmakta, davacının eşinin taşınmaza ihtiyacının olduğu tanık beyanları ile de doğrulanmıştır. Bu durumda ihtiyacın samimi olduğunun kabulü gerekir.”
Müvekkilimizin oğlu 34 yaşında ve sözlüdür. Halihazırda müvekkilim ile birlikte ikamet etmektedirler. Müvekkilimizin ikamet ettiği ev küçük olup; kendilerine dahi yetemiyor iken oğlunun evlenmesi akabinde gelinin de aynı eve gelmesi mümkün olamayacaktır. Müvekkilimizin söz konusu taşınmaz dışında başka bir taşınmazının bulunmaması, oğlunun yakın zamanda evlenecek olması, oğlunun 34 yaşında olması ve hâlihazırda müvekkil ve eşinin ikamet ettiği evde yaşıyor olması, oğlunun gerek yaşı gerekse de evlenecek olması ve hâlihazırda yaşamış oldukları evin dar olması ve oğlunun evlendikten sonra birlikte yaşamanın mümkün olmaması nedeniyle ayrı yaşamak istemesinden dolayı konutu kullanım zorunluluğu doğmuştur.
Yukarıda açıklamış olduğumuz nedenlerle müvekkilin mülkiyetinde bulunan taşınmaza ihtiyacı doğmuş ve müvekkilin ihtiyacının zorunlu ve samimi olduğu tartışma götürmemektedir. Müvekkilin konut ihtiyacının bir an önce giderilmesi gerekmekte, Sayın mahkemeden işbu dosyaya sunmuş olduğumuz delillerimiz ve tanık beyanlarımız doğrultusunda tahliyeye karar vermesi talep edilmektedir.
Yargıtay istikrarlı olarak vermiş olduğu kararlarında ihtiyaçlının kirada oturması halinde ihtiyacın var olduğu kabul edilmiş, ihtiyacın samimi ve zorunlu olduğunun kabulüyle tahliyeye karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1050E., 7.3.2018T. Ve 2018/2136 Karar numaralı ilamında “Davacı …’in kirada oturmakta olduğu hususu dosya kapsamı ile sabittir. Konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterlidir. Kaldı ki; davacının taşınmaza ihtiyacının olduğu tanık beyanları ile de doğrulanmıştır. Bu durumda ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulüyle davalının tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Ayrıca belirmek gerekir ki Yargıtay konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturmasını ihtiyacın varlığı açısından yeterli görmüş ayrıca başka bir şart aramamıştır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/2188 E., T. 21.3.2013 ve 2013/4985 Karar sayılı ilamı ile “konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterli olup, ayrıca tahliye tehdidi altında bulunması gerekmemektedir. Davacının, özellikle doktor olan oğlunun Elazığ merkezde kirada oturduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile davalının tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” diyerek hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Eldeki davada müvekkilin ihtiyacının samimi ve gerçek olduğu açıktır. Bu hususta yargılama sırasında dinlenecek tanıklarla ve mahkemece yapılacak araştırmayla da netleşecektir.
Yukarıda açıklanan tüm sebeplerle ve tahliye tehdidi altına bulunan müvekkilin gereksinimi sebebiyle; davalı/kiracının “Hamidiye Mah. 4203 Sk. No:21/ 13 Deniz Apt. Akdeniz/ Mersin” adresindeki taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini sayın mahkemenizden talep etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
HUKUKİ SEBEPLER:TBK, TMK, HMK ve sair ilgili yasal mevzuat hükümleri
HUKUKİ DELİLLER:Mersin 17. Noterliğinin 02424 Yevmiye Numaralı İhbarnamesi, 20/06/2022 Başlangıç Tarihli Kira Sözleşmesi, Tapu Kaydı, Keşif, Bilirkişi İncelemesi, Uzman Görüşü, Tanık, Sair Ve Mukabil Delil Sunma Hakkımız Saklı Olmak Kaydıyla Her Türlü Yasal Delil.
SONUÇ VE İSTEM:Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce resen dikkate alınacak nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı olmak kaydıyla;
Davamızın KABULÜNE,
Davalı kiracının “Hamidiye Mah. 333 Sk. No:51/1 Mavi Apt. Akdeniz/ Mersin” adresli taşınmazdan/ kiralanandan TAHLİYESİNE,
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. > DAVACI VEKİLİ
AV. xxx xxx
EKLER:
EK1:20/02/2021 Başlangıç Tarihli Kira Sözleşmesi
EK2:Mersin 17. Noterliğinin 535345 Yevmiye Numaralı İhbarnamesi
EK3:Vekaletname Örneği