Resmi belgelerin güvenilirliği ve doğruluğu, sosyal ve hukuki işlemlerin temel taşlarından biridir. Bu sebeple, resmi belgede sahtecilik suçu, toplum düzenini ve güvenini doğrudan etkileyen ciddi bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 204. maddesinde düzenlenen bu suç tipi, yasalarımızda ağır cezai yaptırımlarla karşılanmaktadır. Bu makalemizde, resmi belgede sahtecilik suçunun ne anlama geldiğini, ceza yasamızda belirtilen özelliklerini, unsurlarını, cezai sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde incelerken; aynı zamanda yargı alanındaki uygulamalar ve Yargıtay kararları ışığında konuya derinlemesine bir bakış atacağız. Özellikle resmi evrakta sahtecilik ile özel evrak sahteciliği arasında yer alan ince çizgiyi ayırt edebilmek hem bireyler hem de hukuk profesyonelleri için büyük önem taşımaktadır.
Sayfa İçeriği
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Nedir?
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesi kapsamında değerlendirilen ciddi bir suçtur ve kamu güvenliğini doğrudan etkileyen eylemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Resmi belgeler, devlet işlerinin yürütülmesinde esas alınan ve kamu kurumları tarafından düzenlenen, kişilere ait hak ve yükümlülükleri tespit edici nitelikteki yazılı evrakları ifade eder. Bu suç kapsamında, resmi belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, değiştirilmesi ya da sahte belge kullanılması söz konusudur.
Ayrıca, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu şu durumları içerebilir:
- Gerçek bir belgenin içeriğinin değiştirilerek sahtecilik yapılması,
- Tamamen sahte bir belgenin baştan yaratılması,
- Gerçeği yansıtmayan bilgi veya imzanın belgeye eklenmesi.
İşlenen suçun vahametine göre yaptırımlar değişmektedir ve buna göre TCK’nın belirlediği cezai sorumluluklar uygulanmaktadır. Bu suç, kişisel verileri ve kurumsal işleyişi koruma amacı güden kanunlar çerçevesinde, suçun mağduru olabilecek bireyler ve kurumlar için ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Dolayısıyla, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu hukukun önem verdiği ve ağır yaptırımlara maruz kalan bir suç tipidir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu TCK 204
Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesinde düzenlenen Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, bir devlet kurum veya kuruluşu tarafından düzenlenmiş olan ya da kamunun güvenini gerektiren herhangi bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya sahte belgenin kullanılması eylemini kapsar. Bu suçun temel unsurları şunlardır:
- Bir resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi
- Sahte resmi belgenin kullanılması
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu TCK 204 çerçevesinde ise şu cezai yaptırımlar öngörülmüştür:
Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi hileli bir şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanarak başkalarını aldatan kişi, bu eylemi nedeniyle iki ila beş yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılır.
Kamu görevlisi, görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte bir şekilde düzenleyerek, gerçek belgeyi hileli bir şekilde değiştirerek veya gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyerek, ayrıca sahte resmi belgeyi kullanarak üç ila sekiz yıl arasında hapis cezasına çarptırılır.
Eğer resmi belgenin sahteliği, kanun hükmü gereği sabit oluncaya kadar geçerli bir nitelikte ise, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
Bu hükümler, resmi belgelerin sahteliğiyle ilgili suçları caydırmayı amaçlayarak hukuki bir çerçeve oluşturur. Suçlu kişinin eylemine bağlı olarak belirlenen ceza miktarları, adaletin sağlanması ve toplumun güvenliğinin korunması amacını taşır.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, yalnızca fiziki belgeler ile sınırlı kalmayıp, elektronik ortamlarda düzenlenen resmi evrakları da içerir. Bu sebeple, teknolojik gelişmeler dikkate alınarak, TCK 204 altında belirtilen cezai yaptırımların uygulanma alanı zamanla genişlemiştir.
Evrakta sahtecilik fiili oldukça ciddi cezai sonuçlar doğurabileceğinden, bu suçun unsurları ve yasal boyutları iyi anlaşılmalı ve bireyler resmi belgelerle işlem yaparken son derece dikkatli olmalıdır.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Cezası
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 204. maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Bu suçun cezaları oldukça serttir ve çeşitli etkenlere göre belirlenir. Resmi belgede sahtecilik suçunun cezası:
-Resmi belgede sahtecilik yapan kişiler, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılırlar.
– Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu yalnızca belgenin sahte olarak oluşturulması durumunda değil, sahte belgenin kullanılması eyleminde de vücuda gelir. Bu nedenle, sahte olarak düzenlenmiş veya değiştirilmiş bir belgenin kullanılması da bu suç kapsamında değerlendirilir.
Suçun vahameti ve toplum üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulduğunda, yasal yaptırımların caydırıcılığının artırılması amaçlanmıştır. Dolayısıyla, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ile mücadele etmek ve bu suçun sonuçlarını en aza indirmek adına atılan adımlar, adalet sisteminin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu suçla ilgili olarak verilen cezalar, suçun ciddiyetine uygun şekilde düzenlenmiş olup toplumda huzur ve düzenin sağlanmasına katkıda bulunmayı amaçlar.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Özellikleri
Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesinde ayrıntılı bir şekilde tanımlanmaktadır. Bu suçun özgül özelliklerini anlamak, suçun tespiti ve yargı sürecinde büyük önem taşır. İşte “Resmi Belgede Sahtecilik Suçu”nun bazı temel özellikleri:
– Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Soruşturma ve Kovuşturma Usulü:
-Resmi belgede sahtecilik suçunun soruşturma ve kovuşturması şikayete tabi değildir. Bu tür davalar kamu düzenine ilişkindir. Suçun sıradan bir kişiler tarafından işlenmesi halinde suçun alt ve üst sınırı dikkate alınarak kovuşturma asliye hukuk mahkemelerince yapılır. Görevi gereği düzenlemekle yetkili olduğu bir belgeyi düzenleyen kişiler tarafından işlenmesi halinde ise görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir.
– Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Gözaltı Hükümleri:
Ceza Muhakemesi Kanunun 91. Maddesine göre resmi belgede sahtecilik suçuna yönelik göz altı tedbirine başvurulabilmesi mümkündür.
– Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Tutuklama Tedbiri:
Ceza Muhakemesi Kanunun 100. Maddenin koşulları bulunması durumunda resmi belgede sahtecilik suçuna yönelik tutuklama tedbirine de başvurulabilecektir.
– Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Uzlaştırma Kurumu
Ceza Muhakemesi Kanunun 253. Maddesi uyarınca resmi belgede sahtecilik suçu uzlaştırma kapsamında değildir.
– Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Korunan Hukuki Değer
Resmi belgede sahtecilik suçu, genellikle kamu düzeni ve güvenliği ile ilgili olan hukuki değerleri korur. Bu suç, resmi belgelerin doğruluğuna, güvenilirliğine ve dürüstlüğüne zarar veren eylemleri önlemeyi amaçlar. Resmi belgeler, devletin işleyişinde ve vatandaşların haklarının korunmasında önemli bir rol oynar.
Bu özellikler, “Resmi Belgede Sahtecilik Suçu”nu diğer suç tiplerinden ayırır ve hukuk sistemimizde ciddi bir suç olma niteliğini taşır. Adli pratiğe bakıldığında, bu suçun oluşabilmesi için bahsi geçen özelliklerin tümünün bir arada bulunması beklenir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları
Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesinde düzenlenmiştir ve bu suçun işlenebilmesi için belirli unsurların varlığı aranmaktadır. Resmi Belgede Sahtecilik Suçu unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Maddi Unsurları:
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Fail : Bu suçun faili resmi belgeyi düzenleyen ve kullanan kişidir. İlgili maddenin ilk fıkrası uyarınca suçun mağduru herkes olabilir. İkinci fıkra ise ancak belgeyi düzenlemekle yetkili ve görevli kamu görevlisi olabilmektedir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Mağdur:
Bu suçun mağduru herkes olabilmektedir. Bu noktada belge sebebiyle zarar gören herkes mağdurdur.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Konusu:
Suçun konusu devlete, resmi dairelere, resmi evraklara duyulan güveni ifade eder..
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Manevi Unsurları:
- Gerçeğe Aykırı Belge Kasten düzenlenmelidir. Resmi bir belgenin gerçek dışı bilgilerle düzenlenmesi ya da mevcut bir belgenin içeriğinin değiştirilerek gerçeğe aykırı hale getirilmesi.
- Belgede Değişiklik Yapmak gerekmektedir. Resmi bir belgeyi sahte hale getirecek şekilde değiştirmek veya belge üzerinde oynama yapmak
- Belgenin Kullanılması gerekmektedir. Sahte olarak düzenlenmiş veya değiştirilmiş bir resmi belgenin, sanki gerçek gibi kullanılması.
- Belgenin kandırmaya elverişli olması gerekmektedir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, sadece belgeyi düzenleyen kişi için değil, sahte belgeyi bilerek kullanıcı için de geçerlidir. Bu nedenle, suçun tamamlanması için sahtecilikle düzenlenmiş belgenin kullanılması veya kullanılmak üzere başkasına verilmesi de şarttır.
Sahte resmi belgenin, hangi amaçla kullanıldığına bakılmaksızın, kullanılması suçun işlendiğinin ispatı için yeterlidir. Dolayısıyla, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu unsurlarının varlığı, bir bütün olarak ele alındığında suçun oluşumunu tamamlamaktadır. Bu konuda Yargıtay’ın da birçok içtihadı bulunmakta ve uygulamada karşılaşılan farklı durumları bu içtihatlar ışığında değerlendirerek sonuca gidilmektedir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Özel Görünüş Halleri
Resmi belgede sahtecilik suçu, kimi durumlarda özel görünüş halleri ile karşımıza çıkabilir. Bu haller, suçun niteliğini, soruşturmanın yürütülme şeklini ve cezaların derecesini etkileyebilir. İşte Resmi Belgede Sahtecilik Suçu bakımından bazı özel görünüş halleri:
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Teşebbüs
Suça teşebbüs kavramı, Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde tanımlanmıştır. Resmi belgede sahtecilik suçu, temelde ani suçlar kategorisine giren bir suçtur, yani suçun işlenmesi için gereken fiillerin biri veya birkaçının gerçekleştirilmesiyle suç tamamlanır. Bu durumda, suça teşebbüs, suçun işlenmesi için gerekli hareketlerin bir kısmının gerçekleştirilmesi durumunda söz konusu olabilir.
Örneğin, sahte bir pasaport düzenleme girişimi sırasında yakalanan bir fail, hareketlerinin tamamını gerçekleştiremeden önce suça teşebbüs etmiş olabilir. Bu durumda, failin eylemi henüz tamamlanmamış, ancak suçun işlenmesi için gerekli adımlardan bazıları atılmıştır.
Suça teşebbüs, suçun işlenmesi için gerekli unsurların tamamının gerçekleşmemiş olmasına rağmen, failin suçun işlenmesine yönelik hareketlerde bulunması durumunda söz konusu olur. Bu, suçun önlenmesi ve toplum güvenliğinin korunması amacını taşır.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda İştirak
Suça iştirak kavramı, Türk Ceza Kanunu’nun 37, 38, 39 ve 40. maddelerinde düzenlenmiştir. Madde 204’ün birinci fıkrasına göre, suçun temel halini işleyen kişiler bakımından suça iştirak, müşterek ya da dolaylı fail, azmettiren veya yardım eden şeklinde öne çıkmaz; bu durumda sorumluluk paylaşılabilir. Ancak, ikinci fıkraya göre, resmi belgede sahtecilik suçunu bir kamu görevlisi işlediğinde, bu durum özgü bir suçu oluşturur ve kamu görevlisi olmayanlar sadece azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilir. Bu kişiler, suçun temel halini işleyen kişinin yanında bulunmaları durumunda suça iştirak etmiş sayılırlar.
Suça iştirak, bir suçun işlenmesinde doğrudan fail olma, azmettirme veya yardım etme gibi çeşitli rollerle ilişkilendirilebilir. Suça karışan kişilerin, hangi şekilde suça katıldıklarına göre, kanun tarafından belirlenen cezai sorumlulukları farklılık gösterir. Suça iştirak, suçun işlenmesine herhangi bir şekilde katılan kişilerin kapsamlı bir değerlendirmesini içerir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda İçtima
Bileşik suç, Türk Ceza Kanunu’nun 42. maddesinde düzenlenmiştir. Resmi belgede sahtecilik suçunda, seçenekli hareketlerin aynı belgeye karşı işlenmesi durumunda, bu eylemler birleştirilerek tek bir fiil ve tek bir suç oluşturur. Bu durumda, temadi (suçun devam etmesi) söz konusu olabilir ve kesintinin gerçekleştiği andan itibaren dava zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
Bu hüküm, aynı belgeye yönelik farklı eylemlerin bir araya getirilerek tek bir suç olarak değerlendirilmesine olanak tanır. Temadi durumu, suçun devamlılığını ifade eder ve birbiriyle bağlantılı eylemlerin zaman içinde devam etmesi durumunda dava zamanaşımının başlama sürecini belirler.
Bu açıklamalar ışığında, aynı belgeye yönelik seçenekli hareketlerin birleştirilmesiyle oluşan bileşik suç, temadi durumunda dava zamanaşımının başlangıcını belirler ve suçun devam ettiği sürecin değerlendirilmesine olanak sağlar.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda Tekerrür
Suçta tekerrür kavramı, Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenmiştir. Önceki bir suçtan kesinleşmiş bir hüküm alındıktan sonra, yeni bir suç işlenmesi durumunda tekerrür hükümleri devreye girer. Bu durumda, infaz edilmiş bir cezanın olması gerekmez.
Ancak, sahte belgelerin farklı zamanlarda düzenlendiği durumlarda, zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/58 sayılı kararına göre, düzenlenen sahte belgeler aynı suçun temel ve nitelikli şeklini oluşturduğu hallerde, zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Özellikle, biri resmi belge diğeri özel belge olmak üzere sahte belgelerin farklı niteliklerde olduğu durumlarda, tekerrür hükümleri uygulanmaz.
Bu durum, suçlar arasındaki nitelik farklılıkları gözetilerek tekerrür hükümlerinin uygulanmasında bir istisna oluşturur. Bu çerçevede, belirli koşullar altında tekerrür hükümlerinin uygulanmama ilkesi, mahkemelerin değerlendirme yaparken dikkate alması gereken bir husustur.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu şüphesine neden olan bu tür özel hallerin tespiti, savcılık ve mahkemeler tarafından ayrı bir titizlik ve dikkatle incelenir. Özellikle kamu düzenini tehdit eden bu suçun, toplum üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak, suçla mücadele etkin bir şekilde yürütülmelidir. Bu hallerin belirlenmesi, suçun vahameti ve uygulanacak cezalar açısından kritik öneme sahiptir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Görevli ve Yetkili Mahkeme
Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 204. madde kapsamında değerlendirilen ve yüksek ceza gerektiren ciddi bir suçtur. Bu bağlamda Resmi Belgede Sahtecilik Suçu işlendiğinde hangi mahkemenin görevli ve yetkili olduğu kanunlarla belirlenmiştir.
İlgili kanunlara göre Resmi Belgede Sahtecilik Suçunda görevli mahkeme:
- İlk fıkrası uyarınca suç işleyenler hakkında görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.
- İkinci fıkrası uyarınca suç işleyenler hakkında görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir.
- Her iki fıkra uyarınca yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.
İşlenen Resmi Belgede Sahtecilik Suçu durumunda, suçun türüne ve ağırlığına göre hangi mahkemenin görevli olduğuna dair kesin sınırlar kanunlarla belirlenmiştir. Her ne kadar Asliye Ceza ve Ağır Ceza Mahkemeleri sıklıkla görevli mahkemeler olarak öne çıksa da, suçun özellikleri bu tercihi belirleyen en önemli etkendir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu İspat Yükü ve Deliller
Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) ciddi yaptırımlara tabi bir suçtur. Bu suç, açık ve net bir şekilde ispatlanmalıdır. İspat yükü ve delillerin toplanması süreci, davanın kaderini doğrudan etkileyebilir.
İspat Yükü: Resmi belgede sahtecilik suçunda, suçun işlendiğinin kanıtlanması, iddia sahibi olan kamu davasını yürüten savcılığın sorumluluğundadır. Yargılama sürecinde, şüphelinin suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı deliller sunulmalıdır.
Deliller: Resmi Belgede Sahtecilik Suçu iddiasının desteklenmesi için çeşitli delil türleri kullanılır:
- Orijinal belgelerle sahte belgelerin karşılaştırılması
- El yazısı ve imza uzmanı raporları
- Belgeler üzerinde teknik incelemeler ve laboratuvar analizleri
- Suçun işlendiğine tanık olan şahit ifadeleri
- Kameralar ve diğer görsel kayıtlar
- Elektronik veriler ve dijital incelemeler
Bu suç türünde dikkate alınması gereken en önemli nokta, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu isnat edilen belgenin ‘resmi’ niteliğinin kanıtlanmasıdır. Sadece bu nitelikle, olay TCK’nın 204. maddesi kapsamında değerlendirilebilir. İspat süreci titiz ve detaylı bir çalışmayı gerektirir ve kanıtlar, suçun unsurlarını net bir şekilde ortaya koyacak nitelikte olmalıdır.
Resmi Belgede Sahtecilik ve Özel Belgede Sahtecilik Arasındaki Farklar
Resmi belgede sahtecilik suçu ile özel belgede sahtecilik suçu arasındaki temel fark, belgelerin hukuki statüsüdür. İki suç türü de Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) farklı maddeler altında ele alınmaktadır ve her ikisi için de farklı yaptırımlar öngörülmüştür.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu (TCK 204):
- Devlet organları veya resmi görevli kişilerce düzenlenen ve kamusal işlemlerde kullanılması amaçlanan belgelerde yapılacak herhangi bir sahtecilik eylemidir.
- Örneğin, nüfus cüzdanı veya ehliyet gibi kimlik belgelerinin sahteciliği, bu kapsamda incelenir.
Özel Belgede Sahtecilik Suçu:
- Bireyler veya özel kuruluşlar tarafından düzenlenen ve genellikle kişiler arası ilişkilerde kullanılan belgelerdeki sahtecilik faaliyetleridir.
- Örneğin, bir kişiye ait imzanın taklit edilmesi ya da bir fatura üzerinde oynama yapılması bu suçu oluşturabilir.
- TCK 210. Madde dışında sayılan belgeler özel belgede sahtecilik suçunu oluşturur.
Burada dikkat edilmesi gereken husus kambiyo senetleridir. Kambiyo senetleri taraflarca düzenlenmişte olsa Türk Ceza Kanunu 210. Madde uyarınca resmi belge sayılmaktadır.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu, sübjektif farkındalık gerektirirken; özel belgede sahtecilik suçu daha çok taraflar arasındaki münasebetleri temel alır. Ayrıca, Resmi Belgede Sahtecilik Suçu genellikle daha ağır cezai sonuçlar doğurabilir çünkü kamu güvenine karşı işlenmiş bir suç olarak değerlendirilir.
Bu farkların yanı sıra, her iki suç türü de kanun koyucu tarafından toplumsal düzeni ve güveni korumak amacıyla ciddi biçimde cezalandırılmak üzere düzenlenmiştir. Ancak resmi evrakın ağırlığı ve bu tip suçların kamu üzerindeki etkisi, Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun daha özenle incelenmesini ve titizlikle soruşturulmasını gerekli kılar.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Yargıtay Kararları
Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesi kapsamında ele alınan ve yasalarımızca ciddi şekilde cezai yaptırımı olan bir suçtur. Yargıtay kararlarını da incelerken, “Resmi Belgede Sahtecilik Suçu” olarak tanımlanan bu eylemin toplumun huzuru, adalet sisteminin güvenilirliği ve bireylerin haklarının korunması açısından ciddi sonuçları olduğu görülür. İşte örnek bazı Yargıtay kararları ve kararlardan çıkarılacak genel prensipler:
6. Ceza Dairesi 2016/3493 E. , 2018/6026 K.
“Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Sanık hakkında … Madencilik Çevre Yatırım Orman Ürünleri San. Tic.Ltd. Şirketi ile katılan … adına sahte kambiyo senetleri düzenlediği iddiasıyla “Resmi belgede sahtecilik” suçundan dava açıldığı halde, yerel mahkemenin gerekçeli kararında “Resmi belgede sahtecilik” suçunun konusunu oluşturan belgelerden sadece çekler yönünden değerlendirme yapıldığı, ancak söz konusu suçun konusu olan bonolar yönünden ise hiç bir değerlendirmenin bulunmadığı ve hüküm fıkrasında da belge ayrımı yapılmadan “Resmi belgede sahtecilik” suçundan beraat hükmü kurulduğu, bonolarla ilgili bir gerekçeye yer verilmediği gözetilmeden ve belge ayrımı yapılmadan, bütün belgeleri kapsayacak şekilde “Resmi belgede sahtecilik” suçundan yazılı şekilde gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş…”
21. Ceza Dairesi 2015/3477 E. , 2015/5276 K.
“…Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Türk Ticaret Kanununun 688/6 ve 689/4. (suç ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 776 ve 777.) maddeleri uyarınca bonoda düzenleme tarihinin yazılı bulunması zorunludur.
Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan suça konu senetlerin tamamında düzenleme tarihi bulunmadığından, kambiyo senedi vasfında olmadıkları, bu nedenle sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçuna uygun bulunduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA..”
15. Ceza Dairesi 2017/34014 E. , 2020/3584 K.
“..Sanık …, …’ın hissedar oldukları, dershanede çocuğu ücretsiz öğrenim gören katılan … adına tanzim edilen ve borçlusu …, alacaklısı Özel 5 Temmuz Dershanesi olan, 1.000 TL değerinde 14.04.2007 tanzim tarihli 25/05/2008 ödeme tarihli, yine 14/04/2007 tanzim tarihli ve 30/05/2008 ödeme tarihli 2 adet sahte senedi Ziraat Bankası İskenderun şubesinde kullandıkları krediye karşılık bankaya verdikleri, kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile banka tarafından icra takibi başlatıldığı, sanıkların bu suretle resmi belgede sahtecilik ve banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
Sanıklar … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen ayrı ayrı verilen beraat hükümleri ile sanık … hakkında, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanıklar savunmaları, katılan beyanları ve diğer deliller doğrultusunda, sanıklar …’a yüklenen resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına ilişkin eyleminin sabit olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin beraat hükümleri ile sanık …’nin resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına ilişkin eylemlerini sabit gören mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin atılı suçların unsurlarının oluşmadığına, ve katılan vekilinin ise beraat kararlarının kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA..”
11. Ceza Dairesi 2017/4379 E. , 2017/7497 K.
“Sanık … hakkında yüklenen “resmi belgede sahtecilik“ ve “ banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık“ suçları bakımından, elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı; sanık … hakkında yüklenen “banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan; sanık … hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçu yönünden ise, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık … müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA..”
Kararlar incelendiğinde, “Resmi Belgede Sahtecilik Suçu” eyleminin hassasiyetinin altı çizilmekte ve ilgili maddelerce verilen cezaların mahiyeti, yaptırım gücü açısından da dikkatle belirlendiği gözlemlenmektedir. Bu kararlar, mevcut ve gelecekteki hukuk süreçlerinde de önemli bir referans olarak kabul edilmektedir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Resmi belgede sahtecilik suçu nedir?
Resmi belgede sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 204. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç, bir kişinin hukuki ilişkilerde kullanılmak üzere hileli davranışlarla resmi belge düzenlemesi, değiştirmesi ya da bu tür belgeleri kullanması eylemlerinden birini gerçekleştirmesi olarak tanımlanır. Resmi belgeler, devlet daireleri tarafından düzenlenen ve kamu gücünü temsil eden evraklar, kimlikler veya sertifikalar gibi hukuki anlam ve öneme sahip belgelerdir. Bu suçu işleyen kişiler, sahte belgeyi kullanmak suretiyle kamu kurumlarını, diğer özel hukuk tüzel kişilerini ya da bireyleri yanıltmayı amaçlar ve bu eylem cezai yaptırımlara tabidir.
Evrakta sahtecilik Cezası Ne Kadar?
Evrakta sahtecilik, TCK’nın 204. maddesine göre, gerçekleştirilen eylemin niteliğine bağlı olarak farklı cezai yaptırımlar içermektedir. Sahte resmi belge düzenleyen ya da bu belgeleri hileli şekilde değiştiren bir kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sahte Belgeyi Bilmeyerek Kullanmak Suç Mudur?
Sahtecilik suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Bu noktada sahte belgeyi bilerek kullanmak TCK 204 kapsamında açıkça suç olarak tanımlanmışken, sahte olduğunu bilmeyerek kullanmak için durum farklıdır. Eğer kişi, belgenin sahte olduğundan habersiz ise ve kötü niyet taşımıyorsa, genellikle bu durum suç olarak kabul edilmez. Ancak, belgenin sahtecilik yönünden şüphe uyandıracak bariz eksiklik veya hatalar içermesine rağmen kişi tarafından kullanılmışsa, kişinin dikkatsizliği yüzünden ihmali bir suçtan sorumlu tutulabileceği durumlar olabilir. Her durumda, olayın koşulları ve kişinin niyeti yargı mercileri tarafından ayrıntılı olarak incelenir.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Zamanaşımı Ne Kadardır?
Türk Ceza Kanunu 66. Madde uyarınca evrakta sahtecilik suçunun ilk fıkrasında yer alan basit halinin zamanaşımı 8 yıl, ikinci fıkrası yer alan halinin zamanaşımı 15 yıldır.
Evrakta Sahtecilikten Şüpheleniyorum, Ne Yapmalıyım?
Evrakta sahtecilikten şüpheleniyorsanız, bu durumu yetkili makamlara rapor etmek sizin yasal sorumluluğunuz altındadır. Bu, ilgili kamu kurumlarına veya emniyet güçlerine durumu bildirmek anlamına gelir. Şüpheli evrakı resmi bir işlemde kullanmadan önce, güvenilirliği konusunda emin olmak için gerekli araştırmayı yapmak da önemlidir. Şayet, sahte olduğunu bildiğiniz bir belgeyi kullanır ya da başkalarına aktarırsanız, bu durumda yasal sorumluluk ve suç isnadı ile karşılaşabilirsiniz. Herhangi bir hukuki işlem veya soruşturma sırasında, şüpheli belge veya faaliyetlerle ilgili tüm bilgileri tam ve doğru bir şekilde yetkili otoritelere sunmalısınız.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçu Para Cezasına Çevrilir Mi?
Cezanın alt sınırı 2 yıl ve üzeridir. Bu sebeple hapis cezasının para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Resmi Belgede Başkasının Yerine İmza Atmak Suç Mu?
Evet suçtur. Bu eylem ile resmi belgede sahtecilik suçunun ilk fıkrasında yer alan suç oluşmuş olur.
Sonuç; Resmi belgede sahtecilik suçunun tanımı, TCK 204 kapsamındaki cezalar, özellikleri, unsurları ve Yargıtay kararlarına dair detaylı analizler anlattık.